Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni olduğu-
İcra müdürüne tanınan takdir yetkisi, İİK'nun 82. maddesi kapsamında malın haczi kabil olup olmadığı ile sınırlı olup, icra müdürünün bunun dışında, haczi istenen taşınırın 3. kişiye ait olduğu gerekçesiyle haciz talebini reddetme yetkisi olmadığından; böyle bir durumda, icra müdürünce, 3. kişinin istihkak iddiasının tutanağa geçirilip istihkak prosedürünün işletilmesi gerektiği-
İcra dosya borcunun ilişkin yapıan protokol; icra dosya borcu ödemelerinin yeniden yapılandırılmasına ilişin olarak düzenlenmiş olup, TBK. mad. 133 uyarınca açık yenileme iradesi içermediğinden borç yenileme sözleşmesi sayılamayacağı ve bu durumda, mahkemece; bilirkişi raporunda belirtilen takipte kesinleşen miktar esas alınarak yapılan hesaba itibar edilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, protokolde esas alınan miktar üzerinden yapılan hesap nazara alınarak hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İcra hukukunda şikayet yargılamasına asli müdahil olarak katılmanın mümkün olmadığı- Borçlunun üçüncü kişi nezdindeki doğmuş ve doğacak alacaklarının haczedilebileceği, haciz ihbarnameleri ile konulan haciz ile borçlunun alacaklı olduğu icra dosyası üzerine konulan hacizlerin birlikte değerlendirilerek sıra cetveli yapılması gerekirken sadece borçlunun alacaklı olduğu icra dosyası üzerine konulan hacizlerin dikkate alınmasının hatalı olduğu- Şikayetçi avukatın vekalet alacağının, Avukatlık Kanunu'nun 166/2. maddesi kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi ve Avukatlık Kanunun 164/2. maddesindeki sınır göz önünde tutularak gerekirse bu konuda denetime elverişli rapor alınıp sıra cetvelinin iptalinin gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerektiği-
Tefhim edilen kısa kararda,"şikayetin reddine", gerekçeli kararda ise; şikayetin kısmen kabulü ile ödeme emrinin iptaline hükmedilmesi halinde, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olacağı-
İflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen tedbir kararının yalnızca "icra veznesine yatırılan paraların alacaklıya ödenmemesine" ilişkin olduğu ve takibin durdurulmasına ilişkin olmadığı anlaşıldığından ve icra hakimi tarafından genel mahkemenin vermiş olduğu bu kararın yorumlanması ve genişletilmesi mümkün olmadığından, ayrıca, tedbir kararının verildiği mahkemece menfi tespit davasının reddine karar verilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece, maaş haczinin kaldırılmasına ilişkin şikayetin reddi gerektiği-
Şikayetçi vekilinin yüzüne karşı tebliğ edilen icra mahkemesi kararı üzerine, süre tutum dilekçesi verilmiş olup, mahkemece, temyiz harcının yatırılması hususunda şikayetçi vekiline süre verilmemiş olduğundan, ve Yargıtya'ca temyiz harcının tamamlanması prosedürünün işletilmesi için dosyanın geri çevrildiği ve süresinde temyiz harcının yatırıldığı anlaşıldığından, temyiz isteminin incelenmesi gerekeceği- Kira bedelinin ödendiği yönündeki iddia ile kur farkı nedeniyle talep edilen bedelin iptaline ilişkin talebin mahkemece tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği-
Yüze karşı verilen kısa kararda, "alacaklı tarafça yeniden tebligat çıkarılması talep edildiğinden konusuz kalan dava nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına” gerekçeli kararda ise “ödeme emrinin yeniden gönderilmesi talep edildiğinden varsa borçluya ait mallar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına” şeklinde karar verilmesinin çelişki meydana getirdiği-
Şikayet üzerine icra mahkemesinin kanunda aksine bir düzenleme yok ise duruşma açılmasına gerek olup olmadığını takdir edeceği, duruşma açılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri duruşmaya çağıracağı ve gelmeseler bile yargılamaya devam ederek gereken kararı vereceği, duruşma yapılmasına karar verilmişse, artık taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılması gerekeceği, usulüne uygun tebligata rağmen taraflar gelmezlerse, mahkemece yokluklarında yargılamaya devam edilerek dosya kapsamına göre bir karar verileceği, yani şikayetlerde, HMK'nun 150. ve 320. maddelerinin uygulama alanlarının bulunmadığı-