Takibin, daha önce hakkında takip yapılmamış olan diğer borçluya «harç ödenmeden» yöneltilemeyeceği–
Noterlikçe düzenlenen sözleşmedeki adresinden, adres bırakmadan ayrılmış olan borçluya -daha önceden tebligat yapılmadan da- Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılabileceği–
Limit ipoteklerine dayalı takiplerde, alacaklının limiti aşan alacak yönünden genel haciz yoluyla takipte bulunabileceği—
Takip konusu alacağın ipotekle temin edilmiş olması halinde, borçlu hakkında sadece ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabileceği, ancak ipotek tutarının borcu ödemeye yetmemesi halinde kalan alacak için «iflas» veya «haciz» yolu ile takipte bulunulabileceği, bu konudaki şikayetin süreye bağlı olmadığı—
İpoteğin «bir yıl (altı ay) müddetle (vâde ile) faizsiz» olarak kurulmuş olması halinde, alacaklının belirtilen bir yıllık süre geçtikten sonra «temerrüt faizi» talep edebileceği—
BK. 487 (şimdi; TBK. mad. 586) uyarınca alacaklının asıl borçluya müracaat etmeden ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden kefiller hakkında icra takibi yapabileceği gibi, asıl kredi borçlusu hakkında da «tahsilde tekerrür olmamak üzere» rehn-in paraya çevrilmesi yolu dışında genel haciz yoluyla takipte bulunabileceği—
«Mevcut bir alacak için» (ipoteğin kurulduğu sırada doğmuş olan alacak için) kurulmuş olan ipoteğin «kesin borç ipoteği» (karz ipoteği) sayılacağı—
Alacaklının ipotek limiti dışında kalan alacaklarını, genel haciz yoluyla takip yaparak kredi sözleşmesinde borçlu olan kişilerden talep edebileceği, bu takibin mutlaka «rehin açığı belgesi»ne dayandırılması zorunluluğunun bulunmadığı—
“Kesin ( ana para) ipoteği” faizleri de kapsamına aldığından (MK. 875), vâde tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek faizlerin icra dairesince hesaplanması (ve asıl alacağa eklenmesi) gerekeceği-
Noterlerin, Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapamayacakları–