Tenkis davalarında faiz alacağının, davalının tercih hakkını kullandığı günde muayyen ve muaccel hale gelen, tenkis davasının eklentisi niteliğinde ve asıl alacak ödenmediği sürece her gün işleyen bir alacak olduğu -
Üçüncü kişinin muvazaalı muamele (danışıklı işlem) ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için; onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı bir işlemin yapılması gerektiği-
Murisin muvazaalı temlikinden sonra evlat edindiği veya evlendiği kişinin yahut sağ doğmuş olmak kaydıyla ana rahmine düşen çocuğun, «muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası» açabileceği -
Tenkis davasına konu olan parseller üzerine miras bırakanın katkısı olmadan yapılan binaların değerinin, tenkis hesabına dahil edilemeyeceği -
Aralarında sebep birliği bulunmadığından «taraf muvazaası» da-vasının «muris muvazaası» davası yönünden kesin hüküm teşkil etmeyeceği gibi, derdestlik itirazına da esas alınamayacağı -
«Muris muvazaası» ile «tenkis davası»nın kademeli olarak açılması halinde de, yetkili mahkemenin, miras bırakanın son ikametgahının bulunduğu mahkeme olduğu -
MK. 565/3 ve 565/4 uyarınca tasarrufların tenkis edilebilme koşulları -
Miras bırakan tarafından, saklı pay kurallarını ihlâl kasdı ile ya-pıldığı kanıtlanmadıkça, satışın tenkisine karar verilemeyeceği -
Miras bırakanın ekonomik durumunun iyi olup, herhangi bir taşınmazı satmaya ihtiyacının bulunmaması, çekişmeli tarla vasıflı yerinin bir kısım payını davalıya temlik etmesi, çekişmeli yer içinde davalı ile dava dışı oğlunun evlerinin bulunması gibi sebepler; dava konusu satış işleminin, davacı olan mirasçıları miras hakkından yoksun bırakmak ve gerçekteki bağış isteğini gizlemek için yapıldığını kabul için yeterli ol- duğu -