Bir dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek bir içtihadı birleştirme kararı çıkarsa, söz konusu kararın görülmekte olan davaya uygulanmasının zorunlu olacağı–
Mirasçı olabilecek kimselerle yapılmış olan «ölünceye kadar bakma» aktinin ikadı sırasında, bakım alacaklısının özel bakıma muhtaç bulunmamasının veya akitten sonra çok kısa yaşamasının, bu aktin saklı pay kurallarını bertaraf etmek maksadıyla yapıldığının kabulü için yeterli olmayacağı–
«Muris muvazaası» iddiasının, her türlü delille ispatlanabileceği, bedeller arasındaki oransızlığın tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağı–
Muris muvazaasına ilişkin uyuşmazlıklarda, murisin asıl irade ve amacının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılmasının gerekeceği ve murisin sağlığında hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçılarını kapsayacak şekilde yaptığı paylaştırmalarda mal kaçırma kastından söz edilemeyeceği–
Miras bırakanın, ölümünden bir ay onbeş gün önce torununa yaptığı bağışın, herhalde tenkise tâbi olacağı–
Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olmasının o işlemi geçerli kılmayacağı, ayırt etme gücünün miras bırakanda olup olmadığının bilirkişi raporu ile belirleneceği, miras bırakanın ehliyetli olduğunun saptanması halinde, miras bırakan tarafından yapılan temlikin mal kaçırma amaçlı olup olmadığının araştırılması, ehliyetsiz olduğunun saptanması veya temlikin muvazaalı olduğunun anlaşılması halinde son kayıt malikinin iyi niyetli olup olmadığının 8.11.1991 tarih ve 1990/4 esas 1991/13 sayılı İ.ları Birleştirme Kararı’ndaki ilkeler çerçevesinde belirlenmesi gerekeceği–