HMK.'nun 20. maddesi gereğince, mahkemece verilen görevsizlik veya yetkisizlik kararı verildiği anda kesin ise, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği hususuna hükümde yer verilmesi gerekeceği, somut olayda, verilen yetkisizlik kararının ise verildiği anda kesin olan yetkisizlik kararlarından olmadığının görüldüğü, bu halde, ilk derece mahkemesince hükmün (2) nolu bendinde; süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşir ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde taraflardan birinin başvurması halinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, anılan madde gözden kaçırılarak, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde başvurulması halinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi şeklinde hüküm oluşturulması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği-
Tebliğ tutanağında; beyanına başvurulmuş olup da isim ve imzadan imtina etmiş komşunun ad ve soyadının belirtilmemesi hâlinde tebliğ işlemi usulsüz olacağından, muhatabın beyan ettiği tarihe göre temyiz isteminin süresinde olduğu- Görevsizlik kararından sonra, görevli mahkemede davaya devam edilebilmesi için öncelikle görevsizlik kararının kesinleşmesi gerektiği- Davanın taraflarının, görevsizlik kararı kesinleşmeden (iki haftalık başvurma süresi işlemeye başlamadan) önce, görevsiz mahkemeye (dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için) başvurmuş ise bu başvurmanın da geçerli olduğu-
Davalıların, kooperatif adına satın aldıkları hayvanların ücretini ödememesi, alacak davası- Ticaret mahkemesinin bakmakla görevli olduğu davanın açıldığı yerde müstakil asliye ticaret mahkemesi bulunmadığından davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiği, dava dilekçesinde "ticaret mahkemesi" sıfatıyla dava açıldığından söz edilmemesinin veya mahkemenin davaya "ticaret mahkemesi" sıfatıyla baktığına dair ara kararı vermemiş olmasının hükmün görev yönünden bozulmasını gerektirmeyeceği-
HMK'nun 20. maddesinde; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği- Aynı kuralın takip hukukunda da geçerli olduğu- Alacaklının borçlunun yetkiye ve borca itirazı ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla açtığı itirazın iptali davasında kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 04/07/2019 tarihinde kesinleştiği, alacaklı vekilinin, icra dosyasının yetkili İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesi için icra müdürlüğüne 05/07/2019 günü UYAP sistemi üzerinden talepte bulunduğu ve bu tarih itibarı ile başvurunun yukarıda açıklanan yasa maddesinde öngörülen iki haftalık kesin süre içerisinde olduğu-
Borçlunun aleyhine başlatılan takipte süresinde yetki itirazında bulunması üzerine icra hukuk mahkemesince verilen yetki itirazının kabulüne ve dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi kararının kesinleştiğinin görüldüğü, ne var ki alacaklı vekili tarafından HMK.'nun 20. maddesinde öngörülen iki haftalık yasal süre geçtikten sonra dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi talep edildiğinden, ilk derece mahkemesince kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nun 20. maddesi uyarınca re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Konkordato talebi üzerine kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi durumunda, mahkemece, HMK. m.20'de belirtilen sürede talep olması halinde, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi ve konkordatoya yönelik alınan tedbir kararlarının re'sen kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiği-
Dairemizin bozma ilamı maddi hataya dayalı olup, Anayasa Mahkemesi'nin ........ sayılı Kararı ile 6100 sayılı HMK.nun 20. maddesinde belirtilen “bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten” ifadesinin iptal edilmesi nedeniyle belirtilen bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, bozmaya uyulmuş olması taraflar lehine usulü kazanılmış hak oluşturmayacağı gibi kararın şikayetçi tarafından temyiz edilmesi halinde dahi aleyhe bozma ilkesinin de nazara alınamayacağı, o halde kamu düzeni ile ilgili re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında ihalenin feshini gerektiren bir neden bulunmadığı ve şikayetçi tarafından ileri sürülen fesih nedenleri de yerinde olmadığına göre mahkemece şikayetin reddi gerekirken, HMK.nun 20. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, dosyanın hangi görevli mahkemeye hangi süre içinde gönderilmesine ilişkin karar verilmemesi ve HMK'nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına karar vermek yerine, bu hususların karara bağlanması doğru olmamış ise de; hüküm fıkrasındaki yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-