Resmi nikâh yapılacağı inancı ile tarafların ailelerinin ve yakınlarının katılımı ile gerçekleştirilen düğün töreninden sonra davacının, davalı ile 3 yıl karı koca hayatı yaşaması, resmî nikâh yapılmaması fırsat bilinerek hiçbir yasal hakkı olmaksızın ailesinin evine gönderilmesi veya terke zorlanması toplumumuzun geleneksel yapısı ve tarafların yaşadıkları sosyal çevre gözetildiğinde, toplumda boşanmış kadın damgasını taşımasına yol açacağından, ortaya çıkan bu olgu davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu- Davacının yeni bir evlilik yapmasını zorlaştıracağı gibi ileride yapacağı evliliklerde de aleyhine kullanılabileceği dikkate alındığında, davacının, davalı tarafından resmî nikâh yapma vaadi ile kandırıldığı ve davacının hukuka aykırı olan eylemden dolayı davacı lehine uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, davacının trafik sigortacısı olduğu araçta sürücü yanında yolcu olarak bulunduğu sırada gerçekleşen kazada görme kaybına ve engellilik durumuna uğradığı göz önüne alınırsa mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan; davacının SGK kayıtlarının getirtilerek, kazanın iş kazası olup olmadığı, davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, iş kazası olarak kabul edilmiş olması halinde davacıya ayrıca rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise SGK tarafından açılan rücu davasına ilişkin dosyanın getirtilmek suretiyle mahkemece gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Sigortacının, zararın ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya bildirildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının poliçe limiti dahilinde, tazminatı ödemekle yükümlü olup; bu sürenin sonunda ödeme yapılmadığı takdirde temerrütün gerçekleşeceğinin öngörüldüğü, sigortacının kısmi ödeme yapması halinde ise; söz konusu ödeme tarihinin temerrüt tarihi olarak esas alınacağı-
Failin öğrenilme tarihinden itibaren dava tarihine kadar  (eBK. mad. 60) 1 yıllık süre geçmemiş olduğundan,  işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davada esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Usulsüz işlemle çekilen paraların aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olduğu ve bu bağlamda haksız eylemin esasen davalı bankaya karşı işlendiği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi- Sağlık Bakanlığı harçtan muaf olduğu -
HMK. mad. 334 uyarınca öngörülen şartları taşıyan kişinin adli yardım talebinin kabulü gerektiği- Davacılar vekiline yargılama esnasında vefat eden davacının tüm mirasçılarının davaya katılımı sağlanarak taraf teşkilinin tamamlanması için süre verilmesi ve davaya bu şekilde devam edilmesi gerektiği-
İcra memurunun sorumluluğundan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada, kaldırılmaması gereken hacizler için de müzekkere yazıldığı ve hacizlerin kaldırılmasını müteakip dava dışı borçlunun bir kısım taşınmazlarının satıldığı, diğer taşınmazlar üzerindeki hacizlerin ise ikinci sıraya düştüğü ve bu taşınmazların satışının talep edildiği anlaşılmakla, mahkemece tüm takip aşamaları, davacıya ait bir kısım taşınmazın cebri icra yoluyla satılarak satış bedelinin icra dosyasına yatırıldığı da gözetilerek davaya konu edilen gerçek zararın bilirkişi heyeti marifetiyle tespiti gerektiği-
Haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemi- Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında davalı tarafından yapılan dolgu ile Belediyenin döktüğü hafriyatın kesin olarak ayrılmasının olanaksız olduğu belirtilmesine karşın davalının % 10 kusurlu olduğunun belirlenmiş olmasının çelişki oluşturduğu yeniden ve konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle raporlar arasındaki kısmi uyumsuzlukların da giderilerek sonuca gidilmesi gerektiği-
Haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemi- Davalı idarenin zararın oluşumunda kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmaksızın hüküm kurulamayacağı- Davalının kusurlu olup olmadığı, kusurlu ise kusur derecesi uzman bilirkişilerden alınacak rapor ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerektiği-