Davacıların desteğinin sevk ve idaresindeki traktör ile davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın çarpışması sonucu yaşanan kazada, desteğin vefat ettiği, kaza sırasında taşınmaktayken yere dökülerek telef olan kayısıların gelirinden mahrum kalındığı, kazanın davalı sürücünün kusurundan kaynaklandığı, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada; mahkemece verilen ilk kararda, kayısıların kaybından kaynaklı tazminata hükmedildiği, bu zarar istemi yönünden davalıların temyiz istemi yerinde görülmeyip reddedilmek suretiyle, davacıların bu nedenle oluşan zararının bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği, ancak mahkemece bozmadan sonra kayısıların kaybına dayalı tazminat isteminin reddedildiği, bu halde; bozma kapsamı dışına çıkılarak davacıların telef olan kayısıların kaybı nedeniyle oluşan zararına hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Dava dışı belediye adına davalılar tarafından elektrik kablolarının yer altına alınması için yürütülen kazı çalışması sırasında kablolu televizyon şebekesine hasar verildiği iddiasıyla oluşan zararının tazmini istemine ilişkin davada; yargılama sırasında davaya konu zararın icra dosyasına ödendiği, dava konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının şartı olan davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermek koşulunun da somut olayda gerçekleşmiş olduğundan, bu hususun üzerinde durulup, yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti yönünden AAÜT'nin ilgili maddeleri dikkate alınarak hükmün tesis edilmesi gerektiği-
Haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada; uygun bulunan bilirkişi raporunda, davalı tarafın olayda %75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği ve mahkemece bu oran benimsendiği halde, tazminattan kusur indirimi yapılmaması ve bilirkişi tarafından hesaplanarak belirlenen 46.924,47 TL miktarındaki zararın tamamına hükmedilmesinin doğru olmadığı, bu durum kararın bozulmasını gerektirse de, karar onanmış olduğundan davalı şirketler vekilinin karar düzeltme isteminin kabul edilmesi gerektiği-
Basın yoluyla kişilik haklarının ihlalinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin davada; dava konusu haberde davacı Bakan hakkında fezleke bulunduğuna dair iddialarda bulunulduğu, haberin kaynağı olarak da ilgili Genel Başkan Yardımcısının basın açıklamasının gösterildiği, yapılan habere ilişkin başka herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, söz konusu basın açıklamasında davacının isminin geçmediği , davaya konu haberde kamu yararı bulunmadığı, görünür gerçeğe uygun olmadığı, basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğinin anlaşılmasına göre davaya konu haberde geçen iddialar davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte olduğundan, mahkemece uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerektiği-
Tapu iptali tescil, olmadığı takdirde memurun hatalı işlemi nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkin davada; ziraat mühendisi ve mülk bilirkişiden alınan ve dosya kapsamına uygun olan ilk karara hukuki dayanak yapılan 19.03.2008 tarihli rapordaki hesaplamalar doğrultusunda, verilen kısmen kabul kararı usul ve yasaya uygun olmakla; bedel yönünden verilen kısmen kabul kararının da bozulması maddi hataya dayandığından usulî kazanılmış hak teşkil etmeyeceği, davacıların bedele ilişkin talebi yönünden, bozma ilamına uyularak verilen ret kararının usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerektiği-
Usulsüz kredi kullandırılması nedeniyle davacı bankanın uğradığı zararın ödetilmesi istemine ilişkin davada; dava dilekçesinde seksen beş ayrı bent halinde usulsüz kredi işlemleri açıklandıktan sonra her bir işlem için her bir davalıdan talep edilen tazminat tutarı ayrı ayrı ve her bir kredi işlemi nedeniyle kendi içinde müşterek ve müteselsil olmak üzere ödetilmesi talep edildiği halde; mahkemece belirlenen zarar tutarının tamamından tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının isabetli görülmeyerek bozma kararı verildiği, ancak; dava dilekçesinde açıkça davalı için 58,00 TL, diğeri için 267,20 TL zarara neden oldukları belirtilmişken mahkemece belirlenen 160.000 TL'lik zarar tutarının tamamından bu davalıların da müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının doğru görülmediği-
Haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada; bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen gereğinin yapılmadığı, eldeki dosya tefrik edilerek davalı hakkında usulüne uygun açılan bir dava olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, bozma ilamında da belirtildiği üzere tashih talebi ile kesinleşen dosya üzerinden taraf eklemesi yapılmasının mümkün olmadığı, bu durumda; tashih talebinin kabulüne dair ek kararın kaldırılması ile yetinilmesi gerekirken, kesinleşmiş dosya yönünden tefrik kararı verilerek işin esası hakkında hüküm tesis edilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu ve kararın bozulması gerektiği-
Haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat istemi-
Davalı adam çalıştıran yönünden illiyet bağının kesildiği kabul edilemeyeceğinden bölge adliye mahkemesince işin esasına girilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken, ilk derece mahkemesinin gerekçesine dayanak yaptığı ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin mahallinde keşif yapıp teknik bilirkişiden rapor alınmasına rağmen 6100 sayılı HMK’nun 266. maddesi uyarınca teknik bilgi ile çözülebilecek bir konuda bilirkişi raporundaki kusur nitelemesinden neden ayrıldığı belirtilmeden 'hukuki gerekçe içermeyen' gerekçeyi 'kesin delil' kabul ederek yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru görülmediği-
Haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemi-