Davalı şirketin dava konusu sahada dava dışı şirket ile imzalanan rödavans sözleşmesi uyarınca faaliyette bulunduğu ve davacı Hazine ile davalı arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, faaliyet bilgi formlarına istinaden ilgili yıllara ait son durumu gösterir imalat haritasının verilmemesi, arazinin ilk durumunun ne olduğunun bilinmemesi, 2002-2004 yılları arasında rödavansçı tarafından herhangi bir üretim faaliyet beyanının olmaması nedeniyle dava konusu alanda üretilen madenin tespitinin yapılmasının mümkün olmadığı-
İbraname düzenleme için gerekli özel yetkiye sahip olmayan davacılar vekilinin "vekâletnamesinde ibraname yetkisinin olmadığını" belirterek davalı Sigorta Şirketi tarafından yapılan ödemeyi aradan yaklaşık beş yıl geçtikten sonra iade etmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu- Davalı sigorta şirket ile yapılan ibraname geçerli kabul edilerek dürüstlük kuralı gereği, yapılan ödemenin manevi tazminata mahsubu ile "manevi tazminatın bölünemezliği" ilkesi doğrultusunda değerlendirme yapılması gerektiği-
Araç kiralama sözleşmesinin uzun süreli kira sözleşmesi olarak kabul edilip edilemeyeceği, burada varılacak sonuca göre sahibi olduğu aracı uzun süreliğine kiraya verdiğini ve trafik kazasının da bu sürede meydana geldiğini savunan davalının işletenlik sıfatının kalkıp kalmadığı- Kaza tarihinde taraflar arasında uzun süreli ve üçüncü kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi bulunduğundan ve araç üzerinde uzun süreli fiili hâkimiyet ve ekonomik yararlanmanın kiracıya geçtiği anlaşıldığından işletenlik sıfatı aracı uzun süreli kiralayan davalıya geçtiği, uzun süreli kiraya veren davalının da işletenlik sıfatı kalkmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince, işletenlik sıfatının az önce açıklanan iki koşulun gerçekleşmesi sebebiyle aracı uzun süreliğine kiralayana geçtiği gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
E.inin haksız fiil niteliğinde olduğu, süresi içerisinde zamanaşımı def'inde bulunulduğu, işbu davada zamanaşımı yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak bulunmadığı, cezanın üst sınırına göre ceza zamanaşımı süresinin 5 yıl, uzamış zamanaşımı süresinin ise 7,5 yıl olduğu, davacının 2000 yılında şirkete para yatırdığı buna karşın eldeki davanın 2010 yılında 7,5 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı gözetilerek mahkemece zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Devlet Hastanesinde hekim olarak görev yapan davalının hatalı teşhis ve tedavi iddiasına dayalı olarak dava dışı hastaya davacı tarafından ödenen tazminatın davalı doktordan rücuen tahsili istemi-
Devlet Hastanesinde hekim olarak görev yapan davalıların hatalı teşhis ve tedavi iddiasına dayalı olarak dava dışı hastalara davacı tarafından ödenen tazminatın davalı doktorlardan rücuen tahsili istemi-
Davayı takip etmemesi nedeniyle verilen işlemden kaldırma kararının Mahkemece re'sen davacı tarafa tebliğ edilemeyeceği, davacı tarafından dosyanın takip edilmesi gerektiği-
Meydana geldiği iddia edilen zararın işin yapılması sırasında değil, iş saatleri dışında davalı şirket çalışanlarının otelde konakladıkları dönemde işin yapılması ile ilgili olmayan zaman diliminde gerçekleştiği, yani, davalı şirket çalışanlarının yaptıkları işle meydana geldiği iddia edilen zarar arasında illiyet bağı bulunmadığından, davalı şirket çalışanlarının otelde konaklama sırasında verdikleri iddia edilen zararın haksız fiil kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve haksız fiilden doğduğu iddia edilen zarar nedeniyle de TBK m. 66/1 uyarınca adam çalıştıranın sorumluluğuna dayanarak husumet yöneltilmesinin yerinde olmadığı- "Taraflar arasında konaklama hizmetine dair sözleşme ilişkisi bulunduğu, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinden dolayı otelde kalan işçilerin verdiği iddia edilen zararlar nedeniyle sözleşmeye dayanarak davalıya husumet yöneltilebileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Trafik kazası nedeniyle oluşan bedensel zarardan kaynaklanan tazminat istemi-
Somut olayda kaza tarihi itibariyle yürürlükte ve güncel olduğu için kabul edilen Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde rapor alınması; bu rapordan sonra gerekli olması hâlinde malûliyet zararının hesaplanması için aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-