Davalılar arasında hizmet alım sözleşmesi düzenlendiği ve aralarında asıl-alt işveren ilişkisi olduğu, davacının iş sözleşmesinin davalı alt işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiği dosya içeriğinden anlaşıldığından mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesinin yerinde olduğu; ancak hüküm fıkrasında davacının hastanedeki işine aynı konum ile işe iadesine denilmek suretiyle infazda tereddüde yol açılmasının hatalı olduğu-
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğünün alt işverenin olduğu- Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin tarafı sıfat bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemeyeceği- Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden İş Kanununun 2/6. maddesi gereği alt işverenle birlikte sorumluluğu olduğu-
Olay tarihinde iş bitimine on beş dakika kala işyerinden çıkarak kartını okutması için başka bir işçiye veren davacı işçinin bu eyleminin işyeri kurallarına aykırı olduğu ancak işyerinde ne tür olumsuzluklara yol açtığı ispatlanamayan ve işçinin bu davranışını ilerde tekrarlayacağına dair bir tespit bulunmayan bu eylemi nedeniyle işten çıkartılmasının gerek TİS hükümleri gerekse çalışma güvenliği açısından ağır bir netice olduğu, ölçülülük ilkesine de aykırı olduğunun gözetilmesi gerektiği-
Dosya kapsamında yer alan bilgi–belgeler ve tanık anlatımlarından; davacının davalı şirket yetkililerinin emir ve talimatlarına uygun olarak çalışmasını sürdürdüğü, diğer davalı şirketin kendisine ait bağımsız organizasyon ve yönetim hakkının bulunmadığı ve davalı sigorta şirketine ait iş yerinde istihdam edilmek üzere işçi sağlayan bir şirket olduğu tespit edilmiş olup, davalılar arasında görünürde olan asıl- alt işveren ilişkisi muvazaaya dayanmakta olduğu, muvazaalı ilişki içine girilmesi nedeniyle, davacının baştan itibaren asıl işveren olan sigorta şirketi işçisi olarak işlem görmesi gerektiği-
Telefon ve internet ortamında internet vasıtası ile iletişimi gerçekleştiren bir sistem olan Whatsapp sisteminde, kişinin, diğer kişiler ile iletişime geçtiği gibi gruplar kurarak grup içerisinde iletişim gerçekleştirilse de, bu sistem, kendi içinde korunan ve 3. kişilere kapalı bir konumda olduğundan, işçilerin iş akışını bozmadığı ve çalışmaların etkilemediği sürece bir grup kurmaları ve burada iletişim içinde olmalarının yasak olmadığı; işçilerin bu kapsamda burada iletişimlerinin kişisel veri olarak da korunmasının esas olduğu- Gizli kalması esas olan Whatsapp grubundaki konuşmalara genel olarak bakıldığında çalışma koşullarının olumsuzluğu, işveren ve yöneticilerin eşit davranmama, mobbing niteliğindeki tutumlarının dile getirildiği, işverenin gizli kalması gereken verileri yasak bir şekilde elde ettiği ve kendisine veren ve aynı konuşmalarda bulunan işçiye davranışı nedeni ile ihtar cezası vermek sureti ile de bilgi veren işçisini koruduğu görüldüğünden, işçilerin işyerinde mailleri, işverene bildirimleri işçilik hakları ile ilgili demokratik talep niteliğinde olup, bu tür barışçıl davranışların fesih nedeni yapılmasının hatalı olduğu- İspat yükü kendisinde olan davalı işveren haklı ve geçerli feshi kanıtlayamadığından, feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verilmesi gerektiği-
Bankada destek personeli olarak çalışan dava dışı şahsın güvenlik kamera izleme odasında, genel müdür ile yönetim kurulu başkanın odalarının bulunduğu koridoru güvenlik kamerasından izlerken, genel müdürün odasının önünde bulunan kutuları görmesi üzerine, genel müdürün görevden ayrılacağı düşüncesiyle ekrandaki görüntüyü fotoğrafladığı ve cep telefonundaki whatsapp programı ile paylaştığı anlaşılmakta olup, davacının da, kendi telefonuna ulaşan bu fotoğrafı, müfettiş arkadaşıyla iletişim kurduğu gruba gönderdiği, halka açık bir şekilde bankacılık faaliyetinde bulunan, borsada hisse senetleri işlem gören ülkemizin sayılı bankalarından olan davalı bankanın genel müdürünün görevden alındığı izlenimini verecek nitelikteki bu görüntünün, kurum dışına sızması, özellikle basına yansıması durumunda ekonomik açıdan sakıncalar doğacağı açık olduğundan, müfettiş olarak çalışan davacının belirtilen bu sakıncaları öngörerek davranması bekleneceği; kendisine bir başka çalışan tarafından whatsapp programından iletilen fotoğraf paylaşmaktan ibaret olan davacı davranışlarının fesih için haklı neden ağırlığında olduğu söylenemz ise de, feshe geçerli neden teşkil ettiği-
Tebellüğ eden kısmında davacının koyduğu şerh, adı ve imzası kalemle yazılı ise de tebellüğ tarihi atılmamış olup, düzenleme tarihinin de tebliğ tarihi olmadığı; düzenleme tarihinde bildirimin yapıldığının kanıtlanmadığı, işverence düzenlenen hizmet belgesi, işten çıkış bildirgesi ve ibranameden anlaşılan iş sözleşmesinden önce usulüne uygun bir bildirim yapılmadığı anlaşıldığından iş sözleşmesinin işverence düzenlenen hizmet belgesi, işten çıkış bildirgesi ve ibranameden anlaşılan tarihte feshedildiği ve bu tarihten önce bildirildiği ispatlanamadığından davanın süresinde açıldığı-
Feshin işletme, iş yeri ve işin gereklerinden kaynaklanan nedenlerle yapıldığı ileri sürüldüğünde bu konuda işverenin işletmesel kararı aranmalı, iş görme ediminde ifayı engelleyen, bir başka anlatımla istihdamı engelleyen durum araştırılmalı, işletmesel karar ile istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediği, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı (tutarlılık denetimi), işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı (keyfilik denetimi) ve işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığının (ölçülülük denetimi-feshin son çare olması ilkesi) açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Köy tüzel kişiliğinde bahçıvan olarak çalışan davacı işçinin köyün bağlandığı belediyeye verdiği dilekçe tarihinden sonra, davacı, davalı Belediyede işe başlatılmamış olup; davacının belirttiği tarih dışında davalı belediyece başka bir tarih de belirtilmediğine göre, iş akdinin eylemli olarak davalı belediyece bu tarihte feshedildiğinin kabulü ile, iş akdinin eylemli olarak feshedildiği tarihten itibaren yasanın öngördüğü 1 (bir) aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra işe iade istemiyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğünün alt işverenin olduğu- Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfat bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemeyeceği- Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden alt işverenle birlikte sorumluluğu olduğu