Borçlu imzası yönünden alınan raporlar arasında çelişki oluştuğu gibi, her iki rapor da resmi kurumların talebi üzerine alındığından, raporlardan birinin diğerine üstünlüğü kabul edilemeyeceği ve mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun imzaya itirazı üzerine icra mahkemesince, İİK'nun 170/2. maddesi uyarınca, takibin geçici durdurulmasına karar verilmediği anlaşıldığından, mahkemece, takibin geçici olarak durdurulmadığı dikkate alınarak imza itirazının reddi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun imzaya itirazı üzerine, alacağın yüzde kırkı oranında teminat yatırılması karşılığında takibin geçici olarak durdurulmasına karar verildiği, ancak teminat yatırılmadığından takibin durdurulmadığı anlaşıldığından, borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Sahteliği ispat oluncaya kadar kesin delil sayılan noter senetlerindeki imzalarla, takibe konu senetteki imzaların aynı el ürünü olduğu anlaşıldığından, borçlu şirket yönünden imzaya itirazının reddine karar verilmesi gerektiği-
Kısa kararda hükmedilmeyen tazminata gerekçeli kararda hükmedilmesi durumunda, tazminat yönünden temyiz süresinin kararın tebliğinden itibaren başlayacağı-
Mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, alacaklının maktu harç ve maktu vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken, alacaklı aleyhine nisbi harç ve nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip İİK'nun 170/2. maddesine göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum edileceği ve itirazın reddedileceği-
İmza itirazına konu edilen senetler hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, takibe konu edilmeyen senetler hakkında düzenlenen rapor hükme esas alınarak, borçlunun imzaya itirazının kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Kesin kanaat içermeyen ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu karşısında mahkemece grafoloji ve yazı bilimi dalında uzman bilirkişiler kurulu aracılığı ile yeniden inceleme yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekeceği-
İmza itirazı kabul edildiğine göre; mahkemece, "takibin durdurulması" yerine "takibin iptaline" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-