Borçlunun icra mahkemesine, birleştirilen dosya için verdiği itiraz dilekçesinde, sair şikayet ve itirazları ile birlikte, ikametgahını da belirterek yetki itirazında bulunduğu halde; anılan talep konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olmasının isabetsiz olduğu- Mahkemece; öncelikle birleşilen dosyadaki yetki itirazını çözümlenmesi ve borçlunun yetki itirazı yerinde görülmez ise; işin esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi; yetki itirazı kabul edilirse de bu durumda sair şikayet ve itirazların incelenemeyeceği hususu gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmemesi durumunda, dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden Teb. K. mad. 21/2 uyarınca yapmasının kanuna aykırı olduğu-
Borçlulara yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabul edilmesi halinde, Tebligat Kanunu mad. 32 uyarınca tebligat tarihinin (şikayet tarihinin değil), öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- 
Tüzel kişilere tebligat usulüne aykırı olarak, borçlu şirketin yetkilisinin bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin yapılan tebligatın usulsüz olduğu, mahkemece tebligatların usulsüzlüğü kabul edildiğine göre, öğrenme tarihinin tespitiyle, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin bu tarihe göre düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılmış olsa bile hükümsüz sayılacaklarından 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Tebliği çıkaran mercice tebliğ zarfına "Mernis adresine, TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına" dair tebliğ evrakı üzerine usulünce düşülmüş bir şerh bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı- Mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine ve buna göre borçlunun süresinde olan itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Ödeme emrinin borçlunun takip talebinde belirtilen adresine çıkartıldığı, anılan tebliğ mazbatası üzerine; "adresin kapalı olması nedeniyle, yapılan araştırmada bilgisi alınan fakat ismi okunamayan kişiden sorulduğu, muhatabın bu adreste oturduğu ve şu an ..... gittiği imzadan kaçınarak sözlü beyan etmiş olup T.K. 21. mad. gereği bağlı bulunduğu mahalle muhtarının imzasına tebliğ edilerek 2 nolu form kapısına yapıştırıldı. Durumdan bilgisi alınan kişiye haber verildi." şerhi düşülmek suretiyle, 21.03.2016 tarihinde tebliğ işleminin yapıldığı anlaşıldığından,; tebliğ memurunun, muhatabın adreste bulunmama sebebini, adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden ve bilgisine başvurulan fakat mazbata üstündeki ismi net okunamayan kişinin anılan durumdan net olarak bilgisinin olup olmadığını sorgulamadan, yapılan açıklama ile yetinerek ödeme emrini muhtara tebliğ etmiş ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamladığı, bu durumda, anılan tebligatın usulsüz olduğu- Usulsüz tebligat şikayetinin 7 gün içinde yapılması gerektiği-
Şikayet konusu tebliğ, takip dosyasında yer alan adres araştırmasına göre yapılmış olup her iki mernis adresi arasında uyumsuzluk olduğu, kaldı ki anılan tebliğ mazbatası üzerine "Adreste isim ve imzadan imtina eden şahıstan soruldu. Muhatap tanınmıyor/taşındı. Mahalle muhtarlığı kimlik paylaşım sisteminde muhatabın kaydı mevcut olup evrak mahalle muhtarlığına teslim edilerek 2 nolu haber kağıdı gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırıldı. (6099 Sayılı kanunla değişen 21. madde) İsim ve imzadan imtina eden şahsa haber verildi.’ şerhi ile tebliğ yapıldığı, haliyle tebliğ memurunca, kanun ve yönetmelik hükümlerine uyulmadığının anlaşıldığı, o halde mahkemece, borçluya ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle tebliğ tarihinin anılan takibi öğrenme tarihi olarak beyan edilen tarihi olarak kabulü ve şikayetin süresinde yapılmış olduğu hususları dikkate alınarak, davanın esasına girilip karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya yapılan ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat mazbatasının incelenmesinde; ödeme emrinin; "adres tevziat saatlerinde kapalı olup, en yakın yan komşusu imzadan imtina ederek muhatabın çarşıda olduğunu beyan etti,T.K. 21.maddesine göre mahalle muhtarının imzasına tebliğ edildi,2 nolu haber kağıdı kapıya yapıştırıldı. komşusuna haber verildi." şerhi ile tebliğ edildiği, tebligatta, haber verilen komşunun ismi tesbit edilmeksizin tebliğ işleminin tamamlandığı görüldüğünden, yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğu, o halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri uyarınca; yapılacak tebliğ işleminde muhatap adreste bulunmaz ise, adreste bulunmama nedeninin, Yönetmelik'te belirtilen kişilerden sorularak beyanlarının alınması, beyanda bulunan kişinin mutlaka adı ve soyadının ve sıfatının tebligat parçasına yazılması gerekeceği, aksi halde yapılan tebliğ işleminin geçersiz olacağı, somut olayda tebliğ memurunun  muhataba tebliğ etmeden muhtara tebliğ ettiği ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamladığının görüldüğü, daha sonra çıkarılan tebligatta ise, tebliği çıkaran mercice, tebligatın, TK.'nun 21/2. maddesine göre yapılması gerektiğine ilişkin şerh düşülmeksizin, adresin mernis adresi olduğu dahi yazılmadan T.K'nun 21/2. maddesine göre tebligatın yapıldığı anlaşıldığından, anılan tebligatların usulsüz olduğu, o halde mahkemece, şikayetin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihinden, dolayısıyla takip kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlu tarafından dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süresi içerisinde şikayet yoluna başvurulmadığı-itirazda bulunulmadığı takdirde tebligatın usulsüzlüğünün mahkemece resen nazara alınmasının mümkün olmadığı-