TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > - III. Tazminat > Madde 51 - 1. Belirlenmesi
Davalı doktor yüzbaşının çalışma koşulları, hizmetin mahiyeti, bölge şartları da dikkate alındığında, sahte reçete düzenlemek sureti verdiğini zararın tümünün davalıya yükletilmesinin hakkaniyete uygun olmayacağı-
Kurum zararı nedeniyle alacak istemi- Davalıların ihmali ve kusurlu eylemleri nedeniyle davacı kurum bir kamu zararına uğramış ise de; davalıların yaptıkları işin niteliği, sahteciliğe konu teminat mektuplarının özelliği nazara alınarak davalılar lehine sorumlu oldukları tutardan hakkaniyet indirimi gerekip gerekmediği de değerlendirilerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği-
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesinin tazminatın doğru tespiti açısında önemli olduğu- Davacının maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararının belirlenebilmesi için, desteğin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerektiği- SGK’dan gelen yazı cevapları da gözetildiğinde, muris çok kısa süreli ve düzensiz olarak masaj salonu ve güzellik salonu gibi farklı yerlerde çalışmış olup gelirinin asgari ücret üzerinde olduğu ispatlanamamış olduğundan, mahkemece desteğin gelirinin asgari ücret üzerinden belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu- Hatır taşımalarında hakim mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerektiği- "Hükmedilecek tazminattan takdiren %10 indirim yapılmasının hakkaniyete uygun düşeceğinden bahisle %10 indirim" yapılmış ise de, bu indirim yeterli olmayıp hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle, somut olayda, %20 oranında indirim yapılması gerektiği- Kaza tarihindeki yaşa göre %38 oranı yerine, yerinde olmayan gerekçeyle rapor tarihindeki yaşa göre %20 oranında evlenme ihtimali indirimi yapılmasının isabetsiz olduğu- Zorunlu trafik sigortacıları olan şirketlerin kaza tarihinde geçerli ölüm halinde kişi başına poliçe limiti 175.000’er TL olup poliçe limiti her bir sigorta şirketi için ayrı ayrı aşıldığı halde, poliçe limitiyle sınırlı sorumlu oldukları gözetilmeksizin hükmedilen maddi tazminatın tamamından diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davada, hakkındaki hüküm kesinleşmiş olan davalı yönünden, bozma ilamı sonrası, davanın konusunun kalmadığı- Müşterek müteselsil sorumlulukta borçlulardan birinin borcu ödemesi ile diğer borçlunun da borçtan kurtulacağı- Bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada yeni kusur durumuna göre davacı tarafın hak edeceği maddi tazminat tutarı, davalının kullandığı aracın dava dışı zorunlu trafik sigorta şirketince daha önceden yapılan ödemeyle fazlasıyla karşılandığından maddi tazminata ilişkin borcun sona ereceği ve maddi tazminat bakımından davanın konusunun kalmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesinin isabetli olduğu, bu davalı tarafından davacı tarafa icra kanalıyla fazladan yapılan maddi tazminat ödemesinin (İİK. mad. 40) icranın iadesi hükümlerine göre ileride davacıdan talep edilebilmesi hakkı bakımından, davalının, yeni kusur oranına göre aslında sorumlu olması gereken maddi tazminat miktarı bakımından da bir tespitte bulunulması gerektiği- İlamlı icra emrine itiraz etme hakkı olmayan ve bu nedenle hakkındaki icra takibi kesinleşen borçlunun, takibi durdurabilmek için bu borcu cebri icra tehdidi altında ödemekten başka çaresi olmadığı ve bu durumda, iradi olarak borcun ödenmesinden bahsedilemeyeceği- İlk ilamda %75 kusur oranına göre davalı 15.000 TL manevi tazminata hükmedildiği halde, bozma ilamı sonrası davalının kusur oranının %35’e düştüğünden, yeni kusur durumu, maluliyet derecesi, ekonomik ve sosyal durum, duyulan acı gibi nedenler dikkate alınarak ilk ilamda belirlenen manevi tazminattan daha düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-