Şikayet dilekçesinde meskeniyet şikayetinden söz edilmesi, HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, İİK'nun 82/1-12. bendinde yer bulan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayetinin yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olduğu, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkının bulunmadığı da nazara alınarak, talebin haczin kaldırılması şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekeceği, zira, şikayetçi üçüncü kişinin şikayet dilekçesinde haczin kaldırılmasını talep ettiği- Taşınmazın, borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu, takipte borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişinin, mülkiyeti kendisine ait taşınmaza konulan haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden şikayet yolu ile isteme hakkının olduğu, o halde mahkemece, şikayetin kabulü ile haciz tarihinde şikayetçi adına kayıtlı olan taşınmazdaki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Yerel mahkeme hakimi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33. madde hükmünü dikkate almayarak taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanununun 184. ve 186. maddelerinin emredici ve açık hükmünü uygulamadığı-
Davanın açıldığı tarih itibariyle 1086 sayılı HUMK hükümlerine tabi olduğu, ispat külfeti kendisinde bulunan davacı tarafın dava dilekçesinde ''v.s. deliller'' demek suretiyle, yine; delil listesinde bildirilen deliller dışında ''diğer deliller'' demek suretiyle yemin deliline de dayandığı görüldüğü halde, davacı tarafa yemin hakkı hatırlatılmadan sonuca gidilmiş olmasının doğru olmayacağı çoğunluk görüş olarak kabul edildiği- Resen araştırma ilkesinin geçerli olmadığı bir davada hakimin yada Yargıtay'ın davacının yerine geçerek onun dayanmadığı bir delili kullanmasına imkan vermesi, usul hukukunun temel ilkelerinden olan usul ekonomisi ilkesi, tasarruf ilkesi, taraflarca hazırlanma ilkesiyle, davanın ve delillerin somutlaştırma yüküne açıkça aykırı olacağından karşı oy hakkının kullanıldığı-
Gecikmiş itirazın ön koşulunun usulüne uygun bir tebligat olduğu- Borçlu dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullansa da, borçlunun başvurusunun tebligat usulsüzlüğü şikayet olarak değerlendirilmesi gerektiği (HMK. mad. 33)- Tüzel kişiye ait adreste borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğu, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan tarih olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- İlamsız icra yolu ile takipte borca itirazların icra dairesine yapılması gerektiği, icra mahkemesine yapılan borca itirazların reddi gerektiği-
Terk ve eylemli ayrılık sebebiyle boşanma davası açıldığından, talep sonucunda bulunmayan TMK. mad. 166/1. maddesi gereğince karar verilemeyeceği-
Takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiasının kural olarak; "takasa konu alacağın İİK.nun 68.maddesindeki belgelere dayalı bulunması", "bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması" veya "alacağın ilama bağlanması" hallerinde nazara alınabileceği-
Mahkemenin, davalıya tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanununun 184 ve 186. maddelerinin emredici ve açık hükmünü uygulamadan hüküm verdiği-
Mahkemenin, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanununun 184 ve 186. maddelerinin emredici ve açık hükmünü uygulamadan hüküm verdiği-