Faaliyetleri kamu hizmeti kapsamında olan Karayolları Genel Müdürlüğü'nün faaliyeti sırasında doğan zararın ödenmesi için idari yargı yerinde dava açılması gerekeceği , bu konuda adli yargı yerinde tazminat davası açılamayacağı-
D. yolu yapım işinin, davalı idareye (TCDD Genel Müdürlüğüne) kamu yasası gereğince verilmiş bir görevin gereği olduğu,bir kamusal görevin kötü yerine getirilmesi sonucunda doğan zararın "hizmet kusuru"dan doğan bir zarar niteliğinde olduğu, bu nedenle bu tür uyuşmazlıklara adli yargı yerinde bakılması gerekeceği-
Yazılı şekilde düzenlenmiş, süresi ve ödenecek kira paralarının miktarı açıkça gösterilmiş bir kira sözleşmesini kiracının kefili sıfatıyla imzalayan kişinin; sözleşmede gösterilen kira süresi boyunca kefil sıfatıyla kiraya verene karşı sorumlu olacağı; somut olayda sözleşmenin özel şartlar kısmında kefilin sorumluluğunun belirlenen kira süresince devam edeceği belirtildiğinden, kefilin uzayan kira dönemine ait borçtan sorumlu tutulamayacağı-
Tellallık sözleşmesinden kaynaklanan komisyon ücreti alacağının tahsili isteğine ilişkin davada, davalının sözleşmeyi şirket adına değil, şahsı adına imzaladığından, davalı şirketin sözleşmeden dolayı sorumlu tutulamayacağı-
Ayrı zamanlarda ve ayrı ortamlarda meslek hastalığının oluşmasında birbirleriyle irtibatlı olmaksızın katkıları bulunan davalıların kusurları oranında kurum alacağından sorumlu tutulmaları gerektiği-
Davalının eyleminin görevi sırasında ve göreviyle ilgili olduğundan bahisle husumetin idareye yöneltilmesi gerektiği-
İşletenin sorumluluktan kurtulabilmesi veya sorumluluğunun azaltılması için, K.T.K.nun 86/1. maddesine göre işleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabileceği, aynı maddenin 2. fıkrasına göre işleten, kazanın oluşumunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakimin durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebileceği-
Davada dayanılan kira sözleşmesinde kiralananın konut olarak kullanılacağının belirtildiği, davacı tarafından davalıya kiralananın kiralama amacına uygun olarak kullanılması konusunda süreli bir ihtarname gönderilmediği, davacı ihtar şartını yerine getirmediğinden davanın açılmasında haklı sayılamayan davacının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiği-
Akdin sona erdirilmesi için davalı kiracıya süreli ihtarname gönderilmesinin dava şartı olduğu benimsenerek, ihtarın tüm kiralayanlar tarafından keşide edilmemesi nedeniyle hukuki sonuç doğurmayacağından davanın redd mi gerekir; yoksa ihtar keşide edilmesi gerekmediğinden, ihtarın dava şartı olmadığı, zira TBK. 316/3’de düzenlenen kiracının kiralanana kasten ağır zarar vermesi ve kiraya verenlerle komşular bakımından çekilmez bir durum yaratması nedeniyle, kiracıya süre tanınmasına ve ihtarda bulunulmasına gerek olmadığından, ihtarın tüm kiralayanlar tarafından keşide edilip edilmediği önem arz etmez mi? İhtarın gerekli olduğu kabul edilse de, kiracının tüm kiralayanlar tarafından ihtar düzenlenmediği savunmasında bulunmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın kabulünün gerekir mi? Her dava, aksine hüküm bulunmayan hallerde açıldığı tarihte yü-rürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre çözümleneceğinden, mahkemece yargılama sırasında yürürlüğe giren TBK. mad. 316/3 gereğince değil, 818 s. BK. mad. 256 gereğince değerlendirilmesi yapılması gerekeceği-
0 km alınan araçtaki motor arızasının gizli ve hileli ayıp niteliğinde olduğunun bilirkişi raporuyla da tespit edildiği, bu rapora itibar edilmesi aksi halde de üç kişilik bir bilirkişi kurulundan yeni bir rapor alınarak sonuca gidilmesi gerektiği-