Vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zarara uğratıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altında olup, buna göre hareket etmesinin gerektiği- Vekil ile sözleşme yapan kişi iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerli olduğu vekil edeni bağladığı; aksi takdirde sözleşmenin bağlacı olmadığı- Vekilin davalı M.'la işbirliği içinde hareket ederek, vekalet görevini kötüye kullandığı- Davalı H.'ın ise vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda olup, iyiniyetli sayılmayacağından kazanımının korunamayacağı ve mahkemece davacının tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağı, davalının, TMK 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacağının saptanarak, sonucuna göre karar verileceği-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymaması ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşullarından yoksun bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği- Davalıya yapılan temlikin miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması gerektiğinden ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması, birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesinin önemli olduğu, bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılması gerektiği-
Davalı bankanın ,konut üzerinde hak sahibi olan kocaya,ipotek tesisine eşinin onay vermesi gerektiğini bildirip,kocanın da eşinin imzasını taşıyan muvafakatnameyi bankaya sunması halinde muvafakatnamedeki imzanın sahteliğinin davalı koca,kredi borçlusu veya banka yetkilisi tarafından ortaklaşa yapıldığına ilişkin bir delil sunulamaması halinde bankanın TMK 1023.madde uyarınca iyi niyetli kabul edileceği ve kazanımının korunacağı-
İkinci el durumunda bulunan kayıt maliki davalının iyiniyet savunmasının sübutu halinde davalının taşınmazı edinimine değer verileceği ve Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı, davalı kayıt malikinin iyiniyetli olup olmadığının araştırılması, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
Miras bırakanın kayden maliki olduğu taşınmazını oğluna satış suretiyle temlik ettiği, dava açılmadan önceden miras bırakanın oğlu tarafından bu taşınmazın, iş yerinde çalıştığı kimseye devrettiği anlaşıldığından, temlikin muvazaalı olduğunu bilebilecek durumda olan son kayıt maliki olan kimsenin iyiniyetli sayılamayacağı-
Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişinin bu tescile dayanamayacağı, bir hal yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken 3. kişinin bu tescile dayanamayacağı, yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu-
Tapuya güven ilkesi gereği taşınmazın mülkiyetini iyi niyetle edinen kişinin kazanımı korunurken, tapudaki tescilin yolsuz olduğunu bilen veya bilmesi gereken kişinin iyi niyet iddiasının dinlenmeyeceği-
İlk el konumunda olan davalıya yapılan temlikin, vekalet görevinin kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirdiği saptanır ise, ikinci el davalı H.’un davalı E.’in kızı olduğu ve keyfiyeti bilen veya bilmesi gereken konumda olup TMK’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı-
Tapu siciline güvenin kişinin sicilin dayanağını oluşturan kayıt ve belgeleri inceleme yükümlülüğü olmadığı, davalıya çekişmeli taşınmazın davacıya satışına dair resmi akit tablosunu inceleme mükellefiyeti yüklenemeyeceği- Resmi satış aktinin düzenlenmesinin tapuda devir yapılmadığı sürece mülkiyet hakkını doğurmayacağı-