Davacı, lehine ipotek tesis edilen davalının kötüniyetli olduğunu ispat edememesinden dolayı, lehine ipotek tesis edilen davalının kazanımının korunması gerekeceği-
İİK. mad. 94/2. gereğince icra müdürlüğünden alınan yetki belgesine dayanarak, taşınmazların tapu kayıtlarının, davalılar arsa sahibi ve yüklenici adına tescili ve dava konusu parselde bulunan bağımsız bölümler üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava edilmiş olup, mahkemece davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına karşı itirazının; "taşınmazların devri halinde telafisi güç zararların doğacağı ve üçüncü kişilerin TMK. mad. 1023'den yararlanabileceği, muvazaanın varlığının yargılama sırasında anlaşılacağı, dava konusu talebin taşınmazın aynına ilişkin olduğu" gerekçesiyle reddedilmesinin isabetli olduğu-
Tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplam düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti gerekeceği-
Yasaya açıkça aykırılık oluşturan sicilin dayanağı idari işlem şeklen ayakta olsa bile bu tasarrufa hukuki netice bağlanamayacağı, başka bir ifadeyle böyle bir işleme dayalı tescilin yolsuz olacağı ve idari işlemin ayakta olmasının yolsuz tescil olma durumunu değiştirmeyeceği-
Devletin, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlendiği, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağladığı, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul ettiği, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunda olduğu-
İpotek tesisine ilişkin işlemden önce taşınmazın tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh bulunmuyorsa, davalı bankanın ipoteğe ilişkin kazanımının iyi niyetli ise korunacağı-
İpotek tesisine ilişkin işlemden önce taşınmazın tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh bulunmuyorsa, davalı şirketin ipoteğe ilişkin kazanımının iyi niyetli ise korunacağı-
Davacı, ipotek işlemi sırasında davalı bankanın dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve kendisinin ipotek işlemine rızasının bulunmadığı hususunu bildiğini ispatlayamamış ve taşınmaz üzerine ipotek konulduğu tarihte tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna dair bir şerh de bulunmadığından, davalı bankanın iyiniyetli kazanımının korunacağı-
Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinde hüküm altına alınan bu kural, sadece sözleşmenin yanlarını değil, aynı zamanda tapulu taşınmazların intikalinde güveni, toplum yararını ve huzurunu sağlamak amacı ile konulmuş; ancak, durumu bilen ya da bilebilecek konumda olan kişilerin bu haktan yararlanamayacakları-
Davacıların haricen satın aldıkları bağımsız bölümde halen oturmakta oldukları ve davalının bitişik bağımsız bölümün maliki olduğu ve anılan taşınmazda oturduğu gözetilerek, davalı yüklenici şirket ile davacılar arasındaki akdi ilişkinin varlığından bilgisi olup olmadığı davalı tarafından taşınmazın kötüniyetli olarak tescilinin yapılıp yapılmadığının dosyada mevcut tüm deliller ile davalı aleyhine açıldığı bildirilen diğer dava dosyaları da celp edilerek incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
