Tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde temliken tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkin davda; kadastro sonucu 509 ada 6 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tespit ve 28.01.1997 tarihinde tescil edildiği, Hazinenin anılan taşınmazı 23.12.2003 tarihinde ...Genel Müdürlüğüne, ... Genel Müdürlüğünün ise 27.01.2004 tarihinde ...Belediye Başkanlığına satış suretiyle devrettiği, bilahare 15.06.2010 tarihli ifraz işlemi sonucu çekişme konusu 509 ada 16 parsel sayılı taşınmazın meydana geldiği ve ihale ile yapılan satış nedeniyle ....'a temlik edildiği, onun da dava konusu 16 parseli 29.11.20212 tarihinde satış suretiyle davalıya devrettiği- Tapu iptali ve tescil talebi ile temliken tescil isteminin reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu, öte yandan tazminat hakkının yapının yapıldığı tarihteki malikine karşı ileri sürülebileceği veya daha sonraki maliklerin bu malikle davacının hakkını kullanmasından mahrum bırakmak için birlikte hareket ettiğinin kanıtlanması halinde sorumlu olacağı, taşınmazdaki yapının taşınmaz mera iken yapıldığı, tazminat hakkı olmadığı gibi sonraki maliklerin davacının bu hakkının kullanmasını bertaraf etmek için birlikte hareket ettikleri hususunun da ispatlanamadığı, tazminat isteminin de reddi gerektiği-
Dava konusu haciz davalı 3. kişi şirketin ticaret sicil adresinde yapılmış ise de, haciz yapılan bina girişinde apartman görevlisinden borçlu sorulduğunda daire 5'te "borçlu şirketin yetkili temsilcisinin oturduğunun" beyan edildiği, apartmanın girişinde, aidat çizelgesinde daire 5 ibaresinin yanında haciz mahallinde borçlu şirketin yetkili temsilcisinin adının yer aldığı, ayrıca borçlu şirketin yetkili temsilcisi adına Passolig Kart, borçlu şirket adına Maliye Bakanlığı tahakkuk fişi, kargo gönderisi, Vergi Dairesi Başkanlığı ödeme Tablosu, senet ve vergi tahsil alındı belgeleri bulunduğu, Davalı 3. kişi şirketin, borcun doğumundan hatta takipten sonra kurulduğu, borçlu şirketin tek ortağının, 3.kişi şirketin ortağının eşi olduğu, borçlu şirketin faaliyet alanı gıda ile ilgili olup 3. kişi ile faaliyet alanları farklıyken daha sonra 3. kişinin faaliyet alanı içerisine gıda ibaresi eklendiği uyuşmazlıkta, davalı 3. kişi ile borçlu arasında mal kaçırmak amacıyla danışıklı işlemler yapıldığı anlaşıldığından istihkak iddiasının reddi istemine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa ihdasen önceki hale getirilmesi istemi- Asıl davada davacının istemi terditli olup Mahkemece asıl talebin yerinde görülmemesi halinde ikinci talebin incelenerek bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği- Mahkemece taşınmazın ..Encümen kararı ile önceki haline dönülmesine karar verildiğinden asıl ve birleştirilen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişken, temyize konu asıl davada davacının tapu iptali ve tescil istemi ile ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş olmasının isabetsiz olduğu-
Davalılar arasındaki takibin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı tasarrufun iptali davası- İİK m. 277 vd. gereğince açılan davadaki ilk talebin reddine karar verilerek terditli talep olan TBK m. 19. uyarınca muvazaa olgusunun incelendiği- Davalının borçluya ait fırını işlettiği ve fırında ekmekleri dağıttığı, borcun kaynağını ispat edilememiş olması kaşsısında, davalılar arasındaki takibin, davalı ile davacı arasındaki husumet sebebi ile davalı borçlu aleyhine verilen tazminat davasının kesinleşmeden hemen önce başlatılmış olması karşısında, davalılar arasında yapılan icra dosyasındaki kambiyo senedi ile ilgili takibin, dava konusu icra dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline, icra takip dosyasından dosyasından davalıya yapılan ödemelerin tahsili ile davacıya (takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak) ödenmesine" dair verilen kararın isabetli olduğu-
Şikayet ve istihkak davasının terditli olarak açılabileceği- Öncelikle alacaklının şikayet istemi hakkında bir karar verilerek sonuca bağlanması, şikayet kabul edilmediği takdirde terditli açılan davada istihkak davası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlığın iş makinasının adına tespiti ve teslimi, mümkün olmadığında iş makinasının bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu- İş makinesinin adına tespiti ve tesliminin mümkün olmaması halinde iş makinesinin bedelinin tahsil istemine ilişkin açılan terditli davada mahkemece davacının taleplerinden birisi hakkında karar verilmesi gerekirken davacının her iki terditli talebi açısından davanın kabulüne karar verilmiş olmasının isabetli olmadığı-
Uyuşmazlığın taraflar arasında görülen kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali mümkün olmaması halinde çıkma payı alacağının tahsiline ilişkin olduğu - Davanın 26.09.2008 tarihinde açıldığı, davalı kooperatifin 19.10.2003 tarihinde yaptığı olağanüstü genel kurul toplantısında davacının 7.587,00 TL çıkma payı alacağının bulunduğu, bu bedelin kendisine Aralık 2004 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, nitekim kooperatifin mevcudiyetinin tehlikeye düşeceği hallerde bu ertelemeyi yapmaya hakkının olduğunu, bu durumda zamanaşımının bu tarihte işlemeye başladığı, bu tarihten itibaren dava tarihine kadar zamanaşımı süresi dolmadığından bilirkişinin belirlediği bedel kadar çıkma payı alacağı talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İncelenen tapu kayıtlarına göre taşınmazın kat irtifakı kurulurken bağımsız bölümlerin kat irtifakının arsa sahipleri üzerine çıkarıldığı, Dairemizce geri çevirme kararı ile istenen tapu kayıtlarına göre bir kısım tapu kayıtlarının dava dışı 3.kişilere kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar mahkemece inşaatın ortalama seviyesi kabul edilebilir seviyenin altında olduğu ve yüklenicinin bağımsız bölümlerin tapularını hak etmediği gerekçesiyle davacının tapu iptal tescil talebi reddedilmiş, bedel yönünden talebi kabul edilmiş ise de; taraflar arasında imzalanan sözleşmede aşamalı tapu devri şartı öngörüldüğünden mahkemece verilen karar yerinde görülmemiş olup, bu durumda Mahkemece kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki aşamalı devir maddesindeki şartlar gözetilerek yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile inşaatın fiziki durumunun tespitinin yaptırılması, tapuların tedavüllü kayıtları ve resmi satış senetleri de getirtilerek, devirlerin hangi tarihlerde ve hangi aşamalarda yapıldığının tespiti yaptırılarak, dava konusu bağımsız bölümün fiziki oran itibariyle yükleniciye devrinin gerekip gerekmediği saptanarak davacının tapu iptal ve tescil talebinin bu hususlara göre değerlendirilmesi gerekirken ret kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının 6100 sayılı HMK’nın 111. maddesine göre tapu iptal ve tescil istemi yönünden terditli dava açtığı, terditli istemlerde ilk talebin değerlendirilmesinin zorunlu olduğu, inşaatın tamamlanarak iskan alındığı da dosya kapsamından anlaşıldığından, her ne kadar arsa sahiplerine verilecek daireler sözleşmeye göre belirlenmiş değil ise de, yüklenici elinde davacıya teslim edilebilecek daire var ise davacının daire veya bedelini istemek konusunda seçimlik hak kullanabileceğinin kabulünün gerektiği, davacıya bu hak tanınmadan tapu iptal ve tescil isteminin reddinin hatalı olduğu, ayrıca Sözleşmenin 2. maddesinde yer alan “arsa sahibi ............... varisleri 150 m² lik borçlarını m² si 100 Euro‘dan diğer bütün arsa sahipleri ile anlaşma yapıldıktan sonra ödeyeceklerdir” düzenlemesi gereği arsa sahiplerince ödenmesi kararlaştırılan 15.000,00 Euro’nun ödenmediği gerekçesi ile belirlenen daire bedelinden mahsup edilerek hüküm verilmiş ise de, dosya kapsamında mevcut ............. tarihli davalı ................. A.Ş. imzalı ve kaşeli tutanakta .............’ın vereceği 5.000,00 Euro’nun talep edilmeyeceği belirtilmesine rağmen bu miktarın da mahsup edilerek hüküm tesisinin hatalı olduğu-
Ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı pay oranının tapu iptali ve tescilinin mümkün olmaması halinde tazminat ve ecrimisil istemine ilişkin davada temyiz sınırının ve kanun yolunun açık olup olmadığının denetlenmesi bakımından mahkemece taşınmazın değerinin keşfen belirlenmesi, bundan sonra dava değerinin hesaplanması, bu değer üzerinden kanun yolu denetiminin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-