HUMK. mad. 414 (HMK. mad. 324) gereğince, taraflara istedikleri delillerin toplanması için gerekli olan giderleri yatırmak üzere sonuçları da hatırlatılarak kesin süre verilmesi gerektiği- Mahkemece oturumunda verilen ara kararları gereğince gider avansı yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, HMK.nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkının, taraf teşkilini de içerdiği ve yargılamayla ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını sağlama amacında olduğu- Kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 s. Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkin davanın, "dava şartı yokluğu" usulden davanın reddine karar verilmişse de, yöntemine uygun bir biçimde çekilme dilekçesi davacı asile tebliğ ettirilmeden ve yöntemine uygun bir şekilde kesin süre verildiği konusunda uyarıda bulunulmadan usulüne uygun keşif ara kararı alınmadan, dava koşulu nedeniyle usulden davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün usule uygun olarak tebliği ve gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve hasıl olarak sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği-
Olayda dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine ilişkin mazbatada muhatabın adreste bulunmama sebebi tevsik edilmediği;Teb.K. m.23/7) bu haliyle davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğinin geçersiz olduğu; hukuki dinlenilme hakkını (HMK. m. 27) zedeleyen önemli bir usul hatası olduğu-
Mahkemece davalı-davacı kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, davacı-davalı koca teklifi kabul ettiği takdirde, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 225 vd. maddeleri uyarınca yemin eda ettirilip, gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Davalıya duruşma günü ve dava dilekçesi tebliğ edilmeden (HMK.md.27 ve HUMK.md.73) ve gösterdiği takdirde delilleri toplanıp değerlendirilmeden duruşmaya devamla yazılı şekilde karar verilmesinin, davalının hukuki dinlenilme hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatası olduğu-
Şikayetçi borçlunun taraf olmadığı mahkeme kararının borçlu yönünden takip hukuku bakımından kesin hüküm oluşturduğunu söylenemeyeceği, bu durumun hukuki dinlenme hakkının ihlali anlamına geleceği-
Çocuk hakkında 30 günlük süre ile sınırlı olmak üzere alınan acil koruma kararı, sürenin bitiminde aksi yönde bir karar alınmadığı taktirde kendiliğinden ortadan kalkacağından; kurumun bu kararın kaldırılmasını istemekte hukuksal yararı olmayıp, talebin bu sebeple reddi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-
2828 sayılı Kanuna göre alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına ilişkin davanın çocuk mahkemesinin görevine girdiği, çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde aile ya da asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı- Korunma kararının kaldırılmasına yönelik davanın hakkında korunma kararı alınmış olan çocuğa, çocuk ergin değilse yasal temsilcisine (veli veya vasisine) yöneltilmesi gerektiği-
Dava dilekçesi ve duruşma gününün davalıya usulünce tebliğinin sağlanması, davalıya cevap ve delil bildirme imkanın tanınması, gösterildiği taktirde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek dava hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Usulünce tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlanmadan davalının yokluğunda karar verilmesinin; ilgili tarafın hukuki dinlenilme hakkı (HMK.md.27) kapsamındaki savunma hakkının ihlal edilme sonucunu doğuracağı-