Ölü kişiye karşı dava açılamayacağı ve ölü kişi adına aynı zamanda iptal ve tescile karar verilemeyeceği- Ölenin mirasçılarının sonradan davaya dahil edilmek suretiyle de taraf teşkili sağlanamayacağı ve bu şekilde taraf teşkili sağlanan davaya devam edilemeyeceği, ölü kişilere karşı açılan davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Bir mahkeme kararının gerekçesinin, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyduğundan bütün mahkemelerin her türlü kararlarının ''Anayasanın 141/3, HMK.'nun 27 ve 297. maddeleri uyarınca'' gerekçeli olarak yazılması gerektiği-
Mal rejiminin boşanma sebebiyle tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin davanın aile mahkemesinde görülmesinin gerekeceği, asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilip karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- HUMK. mad. 414 (HMK. mad. 324) uyarınca, taraflara istedikleri delillerin toplanması için gerekli olan giderleri yatırmak üzere sonuçları da hatırlatılarak, kesin süre verilmesi gerekirken gider avansının süresinde yatırılmadığından  dava koşulu nedeniyle, usulden davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olacağı-
Mahkemece, davalının icra takip dosyasındaki vekiline çıkarılan tebligatın, vekil tarafından bu dosya için vekaleti bulunmadığı gerekçesiyle iade edilmesinden sonra davalı asıla tebligat yapılmadan, varsa delilleri toplanıp, savunması değerlendirilmeden yokluğunda duruşma yapılarak hüküm tesis etmenin yerinde olmadığı-
Tanığın dinlenilmesi; dinlendiği takdirde de, toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilip, gerçekleşecek sonucu uyarınca her iki dava ile fer’i talepler hakkında karar verilmesi gerektiği-
Savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası'nın 36.maddesi ile 6100 Sayılı HMK.nun 27.maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmediği için hüküm verilmesinin mümkün bulunmadığı-
Davalıya HMK 240. ve devamı maddeleri uyarınca adreslerini bildirdiği tanıklarını dinletme imkanı tanınması ve dinlenebildikleri takdirde de toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Uygulamada HMK'daki hükümlerin açıkça bir yollama yapmadıkça İİK'da uygulanmayacağı-
"Takibin durdurulması işleminin iptali" isteminin evrak üzerinde incelenemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünde duruşma açılarak taraf teşkilinin sağlanması gerektiği- Takip talebine eklenen kredi sözleşmelerinden bir kısmının, 5411 s. Bankacılık Kanunu’nun 138/4. maddesinde sözü edilen, 26.12.2003 tarihinden sonrasına ait olduğu da dikkate alındığında, bu hususta araştırma yapılarak gerekirse sözleşme ve ödemeler incelenerek 26/12/2003 tarihinden önce kullandırılan kredilerin takibe konu alacakla bir ilgisinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-