HMK'nun hukuki dinlenme başlıklı 27. maddesi gereğince davanın tarafları kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içereceği, bu kapsamda kural olarak duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, yasanın gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için yöntemine uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremeyeceği-
6100 Sayılı HMK.'nun 27. maddesine göre; davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu-Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olduğu-
Davalı şirketin, ticaret sicil memurluğu tarafından bildirilen adresine daha önce yapılmış bir tebligat bulunmadığından, davalı şirketin usulüne uygun duruşmaya davet edilerek taraf teşkilinin sağlandığı söylenemeyeceği ve taraf teşkilinin sağlanması kamu düzenine ilişkin olduğundan davalı şirket yönünden taraf teşkilinin sağlanmasından sonra davacının talepleri hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
İİK.nın 269/d maddesinin uygulanması gereken maddeler arasında gösterdiği 70.maddesine göre, 18.maddede düzenlenen, aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder hükmü ilamsız tahliye takibinde uygulanmaması, icra mahkemesinin duruşma yapması gerekeceği-
Yazılı yargılama usulünde ilk derece yargılaması beş aşamadan oluştuğu, mahkemece, bu aşamalar tamamlanmaksızın hukuki dinlenilme hakkını ortadan kaldıracak şekilde dosya üzerinden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
6100 Sayılı HMK.'nun 27. maddesine göre; davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu-Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olduğu-
Davacıya, boşanma kararının verildiği tarihten sonra, 506 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ölen babasından yetim aylığı bağlandığı, Kurum yoklama memurlarının davacıya ait adreste yaptıkları tespit üzerine düzenledikleri rapor doğrultusunda, davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesiyle bağlanan ölüm aylığının kesildiği, uyuşmazlık konusu yetim aylığının iptali işlemi 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra gerçekleşmiş olduğundan anılan Kanunun Geçici 1.maddesinin uygulanamayacağı-
Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçeceği kabul edilerek kanuni mirasçılarının davaya katılmalarının sağlanması gerektiği- Satış vaadi sözleşmesinin mülkiyeti nakil borcu yükümlüsü davada yer almadığından; davaya dahil edilerek usulünce taraf oluşumunun sağlanması gerektiği-