Daha fazla kusurlu bulunan tarafın da boşanma davası açma hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için, davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi gerektiği- Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa, bu halin tespiti de, tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamadığından, az kusurlu eşin karşı çıkmasının, "hakkın kötüye kullanılması" niteliğinde olması, eş ve çocuklar için, korunmaya değer bir yararın kalmadığının anlaşılması gerektiği-  Konusuz kalan bir dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği- Boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olan taraf yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Boşanma davalarında vekalet ücretinin davanın kabul veya reddi halinde hükmedileceği, boşanmanın eki (fer'i) niteliğinde olan tazminatların kabul veya reddi halinde ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceği- Manevi tazminat (TMK. mad. 174/2) talebi hakkında da karar verilmesi gerektiği-
Boşanmaya ilişkin kararda "...daha önceden boşanmak için davalının (erkeğin) boşanma davası açtığı, fakat sonradan vazgeçtiği, bir yıl ayrı yaşadıkları ve davalının davacıyla bu süre içinde hiç ilgilenmediği, davalının evlilikten kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği..." gerekçesiyle davacı kadının boşanma davası kabul edildiğinden manevi tazminat (TMK.m.174/2) koşulları oluşmadığı halde, davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı-
TBK. mad.58. uyarınca, davalının, davacının dava dışı eşinin evli olduğunu bilmesine rağmen onunla duygusal birliktelik yaşayarak evliliğinin bitmesine neden olmasının, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemeyeceği-
Yabancı mahkeme tarafından kadının tam kusuruna dayalı olarak verilen kesinleşmiş boşanma kararının Türkiye'de tanınmasından sonra bu ilam kesin hüküm niteliğine haiz olup tarafları bağlayacağından, boşanma davasında tam kusurlu bulunan davacı kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
8. HD. 30.03.2016 T. E: 2015/6545, K: 5806-
Evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda, mahkemece taraflara yüklenen kusurlu davranışların yanında, davalı-karşı davacı kadının ''sen erkek misin, benim için dışarıda çok erkek var'' diyerek eşini aşağıladığı, tanığa ''eşinin iktidarsız olduğunu'' söylediği anlaşıldığından, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerektiği gözetilmeden, davacı-karşı davalı erkeğe daha fazla kusur izafe edilmesi ve buna bağlı olarak kadının maddi manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalının, davacı ile evli olduğunu bildiği halde, dava dışı eşi ile birlikte olduğu ileri sürülerek açılan davada, aldatma mahiyetindeki davranışların davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemeyeceği ve manevi tazminatı gerektirmeyeceği-