Miras bırakan, dava dışı kargir ev ve bahçesi vasıflı taşınmazının tamamı ile davaya konu tarlanın ½ payını davalıya ölünceye kadar bakım akdiyle devretmiş olup, taraflarca murisin başka mal varlığı bulunduğunun belirtilmemiş olması karşısında, davaya konu edilen parsellerle birlikte dava dışı taşınmazların murisin tüm mal varlığını oluşturduğu görüldüğünden ölünceye kadar bakma akti iki taraflı ivazlı bir akit olduğundan bakım borcunun temini için bununla orantılı ve makul düzeyde bir temlik yapılmış olmasının gerekeceği; ne var ki, davalıya ölünceye kadar bakım akdiyle devredilen taşınmazların murisin tüm mal varlığına oranının makul bir seviyede kaldığını söyleyebilme olanağının olmadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteği-
Miras bırakan ile davacıların babalarının küs oldukları, miras bırakan ile görüşmedikleri, davalının ise murisle altlı üstlü oturduğu, davalının ödendiğini iddia ettiği Bağkur prim borçlarının tek kalemde değil, vadelerle ödendiği, öte yandan yine murisin eşinin hastane masraflarının Bağkur tarafından karşılandığı, miras bırakanın çekişme konusu taşınmazlarını satmasını gerektirecek nedeninin bulunmadığı, özellikle çekişme konusu taşınmazların hepsinin mirasçı olan davalıya satılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, dolayısıyla miras bırakanın çekişmeli taşınmazları davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu-
Mirasbırakanın eşinin 1976 yılında öldüğü, o tarihten sonra ölünceye kadar mirasbırakana davalıların baktığı, murisin son iki yılını sağlık problemleri yaşayarak geçirdiği ve bu süre zarfında da her ihtiyacı ve tedavisi ile davalıların ilgilendikleri, mirasbırakanın yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığının kabulü gerekeceği-
Miras bırakanın gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı, kendisine yıllarca bakan gelinine minnet duygusu ile temliki yaptığı satış işleminin muvazaalı olarak gerçekleştirilmediği-
Davada dayanılan sözleşme tapulu taşınmaza ilişkin olmasına rağmen resmi biçimde yapılmadığından geçersiz olduğu, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmayacağı, bu durumda, davacının geçersiz sözleşme nedeniyle davalıya verdiğini ancak sebepsiz zenginleşme nedeni ile geri isteyebileceği, taşınmaz satımlarında biçim koşulunun; yalnız tarafların acele etmelerini engellemek, bu suretle onlar için bir güvence oluşturmak için değil; kanıtlamayı kolaylaştırmak ve taraflar arasında hukuki güvenliği sağlamak amacıyla öngörüldüğü; bu son hususta aynı zamanda kamu yararının da sözkonusu olduğu-
468 ada 15 sayılı parsel tapuda kayıtlı bir taşınmaz olup, TMK'nun 706,Borçlar Kanunu'nun 213 (6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince tapulu taşınmazın satışının resmi şekle tabi olduğu, resmi şekil şartının ispata ilişkin olmayıp geçerlilik şartı niteliğinde olmakla satış resmi şekilde yapılmadığından hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı ve alıcıya herhangi bir hak da bahşetmeyeceği, öte yandan tapulu taşınmazda sürdürülen zilyetliğin de herhangi hukuki sonucu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve tazminat istekleri-