Kademeli davalarda bu davaların niteliği gereği her iki istek konusunda mahkemece olumlu hüküm kurulması olanaksız olduğundan, tapu iptali ve tescil davası kabul edildiği takdirde alacak konusunda hüküm kurulmasının mümkün olmayacağı-
Dava konusu taşınmazda davacının da paydaş olduğu davanın konusunun (müddeabihin) davalılar payına isabet eden muhdesat değeri olduğu dikkate alınarak, hesaplanacak bu bedel üzerinden yargılama sonunda hükmedilecek nisbi orandaki karar ve ilam harcının aleyhine hüküm verilen taraftan alınması, aynı şekilde HMK nun 326/2.mad. uyarınca yargılama giderinin davalıdan tahsiline, yine yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf yararına nisbi tarife üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Tapulu taşınmazların satışının TMK'nun 706, BK'nun 213 (6098 sayılı TBK'nun 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmeyeceğ-
Davalı taraf, gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşaatını üstlendiği taşınmazdan bir adet daireyi davacıya satmış olup; tarafların, alıcı durumundaki davacı ve yüklenici durumundaki davalı olmasına göre; inşa halindeki taşınmazın satın alınması konusunda yapılan yazılı sözleşmenin geçerli olduğu; sözleşme gereğince, davacı; toplam 54.500,00 TL ödemiş, daire kendisine teslim edilmemiş olup, dava dışı üçüncü kişiye satılmış ve bu haliyle sözleşme geçerli olduğundan; davacının, menfi zarar talebinde bulunabileceği; mahkemece; uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak, taşınmazın ifasının imkansız hale geldiği tarih itibariyle rayiç bedelinin belirlenmesi, davacı tarafından yapılan kısmi ödemenin belirlenen rayiç bedele oranlanması suretiyle talep edilen menfi zarar ve ziyanının saptanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
Harca tabi olmasına rağmen, mahkeme kalemince harcı alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında HMK'nun 366. maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 344.madde hükmünün uygulanacağı ve temyiz isteğinin temyiz defterine kayıt tarihinde yapılmış sayılacağı-
Mirasbırakanın taşınmazı torununa temlik ettikten sonra, torunu aleyhine başka bir dava açtığı, mirasbırakanın yaptığı ilk temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu kabul etme imkanı bulunmadığı-
Kural olarak tapu iptali ve tescil davalarında davanın, kayıt malikine, kayıt maliki ya da malikleri ölüyse mirasçılarına yöneltilerek açılması gerekeceği-
Hakimin, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği; soru sorabileceği; delil gösterilmesini isteyebileceği-
Dahili davalı adına kayıtlı bulunan parsel, dahili davalının beyanlarına göre kadastro öncesinde bütün halinde murise aitken murisin ölümünden sonra kendisi ve davanın tarafları arasında yapılan taksime konu olduğundan, mirasçılar arasında yapılan taksim sözleşmesine göre parselin zeminde fiilen ne şekilde kullanıldığına ilişkin detaylı beyanlarına başvurulması gerekeceği-
Resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemeyeceği ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamayacağı; davacının ancak harici satış nedeniyle ödediği bedelin güncellenmiş değerini talep edebileceği-