Saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-
Resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde BK'nın 18. maddesinin (TBK'nın 19. maddesi) uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılması gerekeceği-Davacıların ve davalıların öteki temyiz itirazlarına ilişkin olarak uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüolduğu; muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemediği; ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği; yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-
Davacının mirasbırakanının çekişme konusu bağımsız bölümü temlikinde gerçek irade ve amacının mirasçıdan mal kaçırma olmadığı, kendisi ile ilgilenen, bakımını yapan torununa duyduğu minnet sonucu devri yaptığının kabulü gerektiği-
Satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olabileceği, semenin bir başka ifade ile malın bedelinin mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emek de olabileceği (HGK.'nun 29.4.2009 gün 2009/1-130 S.K.)- Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekeceği-Somut olgular, açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde miras bırakanın dava konusu taşınmazın temlikinde gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı, kendisi ile ilgilenen, bakımını yapan kızına duyduğu minnet sonucu devri yaptığının kabulü gerekeceği-
Muris muvazaasına yönelik uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi için, miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması gerektiği- Miras bırakanın başkaca malvarlığının olup olmadığı, sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, dava dışı mirasçılara temlik ettiği taşınmazlar bulunup bulunmadığı hususları araştırılmamış olduğundan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve pay oranında tescil isteğine ilişkin uyuşmazlığın bu eksik inceleme çerçevesinde karara bağlanmasının isabetsiz olduğu-
Ortak murisin yeni tarihli bir veraset belgesi temin edilip davalılar üzerindeki kaydın iptaliyle bu veraset belgesine atıf yapılarak davacı adına tesciline karar verilmesi gerekeceği-
Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmelerin resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı, bu sözleşmelere dayanılarak elde edilen kazanımlar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenebilecek olup, bu davanın TBK'nun 146. maddesi uyarınca (BK. m. 125) 10 yıllık zamanaaşımı süresine tabi olduğu-
Tapu iptali ve tescil, tazminat davasında, davada birden fazla davalı bulunduğu, davalılar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmasının zorunlu olduğu-
Davacının eldeki davadan önce çekişme konusu taşınmazdaki 1 ve 5 numaralı bağımsız bölümlerin tapularının iptali ile adına tescili için önceki malik aleyhine açtığı dava sırasında taşınmazların el değiştirmiş olması nedeniyle seçimlik hakkını açıkça tazminattan yana kullanarak, davasını önceki malike karşı tazminat davası olarak sürdürdüğü saptanarak, davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik olmadığı-