Satışa esas alınan ve kesinleşen kıymet takdirinde feshi talep edilen ihale gününe kadar 2 yıllık sürenin geçmiş olması nedeni ile re'sen şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği, ihalenin feshine ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi ve bu karara yönelik istinaf başvurusunun bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmemesi gerektiği-
İhale tutanağında ihalenin başlangıç ve bitiş saatinin gösterilmediği hususu, Bölge Adliye Mahkemesi’ce re'sen değerlendirilerek fesih nedeni yapılamayacağı-
Hacizli taşınmaz üzerine sonradan konulan haciz yeni bir haciz olduğu, haciz nedeniyle satışa esas olmak üzere yeniden kıymet takdiri yapılması ve belirlenen bu değerin satışa esas alınması gerektiği, haciz sonrası yeniden kıymet takdiri yapılması gerekirken, kalkmış (düşmüş) hacizlere dayalı kıymet takdiri esas alınarak ihalenin yapılması usulsüz olup, mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkeme davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğu, kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağı, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı tespit edildiği takdirde, HMK’nin 353/1-b-2. maddesi gereğince, istinaf isteminin kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken; infazda tereddüt oluşturacak şekilde, kararın bir kısmına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilerek ilk derece mahkemesi kararının kısmen muhafaza edilmesinin, diğer bir kısmının ise kaldırılıp yeniden hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince delillerin eksik toplanması sebebiyle dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bölge adliye mahkemesince verilen kararın temyizinin mümkün olduğu- 
Bölge Adliye Mahkemesince, süresinde gerekçeli istinaf dilekçesi verilmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının sadece kamu düzeni yönünden inceleme yapılması gerektiği-
Satış ilanı tebliğinden sonra yasal 7 günlük sürede bu işlemin şikayet konusu yapılmadığı göz ardı edildiği, borçlunun, taşınmazın değerinin düşük gösterildiğinden kıymet takdiri işleminin hatalı olduğuna yönelik iddiasının artık dinlenilmesine olanak bulunmadığı, taşınmaz üzerinde yeniden kıymet takdiri yapılmasının yerinde olmadığı-
Gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi ve kuyumcu bilirkişiden rapor alınarak sonucu uyarınca ziynet alacağı davası hakkında infazda tereddüt yaratmayacak şekilde açıkça eda hükmü tesis edilmesi gerektiği- İlk derece mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin her iki boşanma davası hakkında da karar verildiği halde, hüküm kurulmadığı gerekçesi ile dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğundan, şikayetçi tarafından birinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresi içerisinde itiraz edilmiş olmakla, borçlunun şikayetçi üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş bir alacağının bulunmadığı, ve bu durumda şikayetçiye gönderilen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin yok hükmünde olacağı ve iptaline karar verilmesi gerektiği-