Davacı tarafından "ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereği bakım borcunun yerine getirilmediği" iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve tapu iptali ve tescil isteminde bulunulmuşsa da, davacı tarafından bakım borcunun davalının kusuruyla yerine getirilmediğinin ispatlanamadığı- Taraflar arasında gerçekleşen olaylar ve dinlenen tanık beyanlarından, bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilme imkanının bulunmadığı anlaşıldığından, tarafların sosyal, ekonomik ve mali durumları araştırılarak TBK m. 614 uyarınca davacı yararına uygun bir irat bağlanması yönünde bir karar verilmesi gerektiği- "Davalı ile davacı arasında bakım ilişkisi bulunsa da aynı zamanda davacı ile davalının imam nikahı ile birlikte yaşadığı, davalının çektiği görüntülerin davacının izni ve rızası olmadan çekildiğinden ve hukuka aykırı olarak elde edildiğinden delil vasfında olmadığı, halihazırda davalının bakım yükümlülüğünü haklı bir neden olmaksızın yerine getirmediğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine" ilişkin kararın bozulması gerektiği-
7. HD. 03.12.2024 T. E: 2023/2304, K: 5414
7. HD. 02.12.2024 T. E: 425, K: 5402
7. HD. 19.11.2024 T. E: 2023/3151, K: 5067
7. HD. 04.11.2024 T. E: 3901, K: 4845
Murisin, bakım borçlusu davacı bakımından öldürülmesi halinde, ölünceye kadar bakma akdinin ifasının davacının haksız eylemi nedeniyle imkansızlaştığı, davalıların murisine sözleşmenin ifasının imkansızlaşmasında herhangi bir kusur yüklenmesinin söz konusu olmadığı, davacının ölünceye kadar bakma akdi ile yapılan temlikin iptali talebinin haksız ve kötüniyetli olduğu-
Miras bırakan tarafından bakıcısı olan davalıya ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile yapılan dava konusu temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun davacı tarafça ispat edilip edilemediği- Miras bırakanın asıl irade ve amacının tespit edilmesi için kural olarak, miras bırakanın elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın tüm mamalekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerektiği- Davalının iki buçuk yıl gibi bir süreyle davacıların babası olan miras bırakana baktığı, kendi ailesiyle birlikte miras bırakanın evinde yaşadıkları, devredilen taşınmazlar ile hak ve alacakların murisin tüm malvarlığını oluşturduğu, davacılar ile muris arasında husumet bulunduğu, muris yurt dışından ve yurt içinden maaşı aldığından gelirinin bakımını sağlamaya yetecek miktarda olduğu, tüm malvarlığını devretmesinin makul sınırlar içerisinde değerlendirilemeyeceği, yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik olduğu, ancak murisin hesaplarındaki paranın davalı tarafından çekildiği veya muris tarafından çekilerek davalıya verildiğinin ispatlanamadığı- "Miras bırakanın dava konusu taşınmazları dışında başka taşınmazlarının da bulunduğu, davalının ölünceye kadar bakma akdi karşılığında taşınmazı devraldığı, miras bırakan tarafından kendisine bakılmadığına yönelik bir iddiada bulunulmadığı, murisin ekonomik durumunun iyi olmasının ölünceye kadar bakma akdi yapılmasına engel oluşturmayacağı, devredilen taşınmazın değeri dikkate alındığında temlikin makul sınırlar içinde kaldığı, miras bırakanın gerçek iradesinin kendisine baktırmak olduğu, mal kaçırma ve muvazaa iddiasının ispatlanamadığı" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davacının oğlu olan davalının bakım yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle ölünceye kadar bakma akdinin feshinin kesinleştiği eldeki davada, sözleşmenin tarafı olan davalının borçlu olduğu icra dosyasında satışı yapılan dava konusu taşınmazları ihale yoluyla satın alan kayıt maliki davalının, diğer davalının eşi davacının da gelini olduğu gözetildiğinde mülkiyet hakkının TMK 1023 uyarınca korunması imkanı bulunup bulunmadığı- Davalılar karı-koca olduklarından davalının bakım borçlusu kocasının bakım borcunu yerine getirmediğini bu nedenle sözleşmenin feshedilebileceğini ihale anında en iyi bilmesi gereken kişi olduğu, hatta ihale ile taşınmazları satın almak için ödediği bedel ile kocasının borçlarını ödeyebilecekken taşınmazları ihale yoluyla alıp bir takım icra masrafları yapmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, ihale öncesinde taşınmazların edinme sebebini ve bakım borçlusu eşinin edimini yerine getirmediğini bilen davalının eşi ile muvazaalı davranış içine girerek taşınmazların kendi adına tescilini sağladığı, bu nedenle taşınmazlar cebri icra ihalesi ile adına tescil edilmiş olsa dahi somut olayda davalının edindiği mülkiyet hakkının TMK 1023 uyarınca korunmayacağı-
Davanın ölünceye kadar bakma sözleşmesinden kaynaklı muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu - Muris muvazaası yönünden miras bırakanın ölümü ile devir tarihinde terekesinde başkaca taşınmazların olduğunun sabit olduğu -Mahkemece sözleşme ile gerçekleştirilen devrin miras bırakanın tüm malvarlığına oranı konusunda yeterince araştırma yapıldığının söylenemeyeceği - Mirasbırakanın terekesinde bulunan taşınmazların temlik tarihindeki değerleri keşfen saptanıp, çekişme konusu taşınmazların tüm malvarlığı içindeki oranı belirlenerek, temlikin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığının ve mirasbırakanın temlikteki gerçek amacının saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği -
Somut uyuşmazlığın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı (ölünceye kadar bakma sözleşmesinden kaynaklı) tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu - Yerel mahkemece bakım borcunun yerine getirildiği konusunda yeterli ve yerinde araştırma yapılmış ise de mirasbırakanın ölümü ile devir tarihinde terekesinde başkaca taşınmazların olduğu sabittir. Dolayısıyla mahkemece sözleşme ile gerçekleştirilen devrin miras bırakanın tüm malvarlığına oranı konusunda yeterince araştırma yapıldığının söylenemeyeceği - Dolayısıyla, mirasbırakanın terekesinde bulunan taşınmazların temlik tarihindeki değerleri keşfen saptanıp, çekişme konusu taşınmazların tüm malvarlığı içindeki oranı belirlenerek, temlikin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığının ve mirasbırakanın temlikteki gerçek amacının saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerektiği-