Kural olarak tam ehliyetsizlerin hukuki işlemlerinin hükümsüz sayılsa da bu kuralın istisnalarının bulunduğu ve bunlardan birinin de TMK m. 2'de düzenlenen dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılmaması ilkesi olduğu- Buna göre "herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduğu"- Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumadığı- 09.03.1955 T. ve 22/2 s. Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği gibi, mümeyyiz olmayan kimsenin, temyiz kudretini haiz olsa idi aynı surette hareket edecek -yani, normal zekalı bir insan dahi aynı tarzda muamelede bulunabilecek- idi ise, ehliyetsiz olduğundan bahisle muamelenin hükümsüzlüğünü ileri süremeyeceği- Takip konusu borca ilişkin sözleşmelerin imzalandığı tarihte “psikotik bozukluk” tanısı koyan rapor ile kısıtlı bulunan davalının, kredi kullanmak suretiyle bir menfaat elde etmiş olduğu- Davacı bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket edebilen davalının borcun ifası istendiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu-
Anonim şirket genel kurul kararının iptali istemi-
Kredi sözleşmesinin erken kapatılmasından kaynaklanan dosya masrafı ve erken kapama komisyon bedelinin tahsiline-
Davalı anonim şirketin yönetim kurulu üyesi olan davacı hakkında 25.04.2013 tarihli genel kurul toplantısında alınan ibra edilmeme kararının ve faaliyet raporu, bilanço, gelir tablosu ve denetçi raporunun kabulüne dair kararın iptali istemi-
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemi-
Satış ilanında satışın yapılacağı yer, gün ve saatinin açık ve kesin bir şekilde belirtilmesi gerektiği ve satış ilanının borçluya tebliğinin zorunlu olduğu ve borçlunun ihale anında hazır bulunması, satış ilanı tebliği koşulunun gerçekleştiği sonucunu doğurmayacağı- Borçlu icra takibinde vekil ile temsil ediliyor ise satış ilanının vekile tebliğ edilmesi gerektiği ve borçlu asile satış ilanı tebliğinin gönderilemeyeceği; borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshine neden olacağı- Avukatın icra takibinde borçlunun vekili olması vekilin vekâlet ücreti alacağı için müvekkili aleyhinde icra takibi yapmasına engel olmadığı- Kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak bulunmaları halinde muhatap namına tebliğ yapılamayacağı-
Muris muvazaası iddiasına dayalı davalarda, "temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu" davacı tarafın ispat etmesi gerektiği- Devir tarihinde 5 yaşında olan tanığın temliki bilebilmesinin mümkün olmadığı ve diğer davacı tanığının muvazaa iddiasını ispata yarar bir beyanda bulunmadığı, davanın kabulü halinde hak sahibi olacak davalı tanığı ve murisin dava dışı mirasçısının "yapılan devirlerin gerçek satış olduğunu" belirttiği anlaşıldığından, iddianın kanıtlanamadığı sonucuna varıldığı- Taraf tanıklarının beyanları yanında dosya bütün olarak değerlendirildiğinde, murisin amacının kızlarından mal kaçırmak suretiyle erkek evlatlarını koruyup kollamak olduğu sonucuna varılabilir mi?
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve yatırılan paranın istirdadı istemi-
Satış ilanında ilanda satışın yapılacağı yer, gün ve saatinin açık ve kesin bir şekilde belirtilmesi gerektiği- Satış ilanının borçluya satıştan makul bir süre önce tebliğ edilmesi yasal bir zorunluluk olduğu- Borçlu icra takibinde vekil ile temsil ediliyor ise satış ilanının vekile tebliğ edilmesi gerektiği aksi halde borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olacağı- Tebligat Kanunu muhatap adına kendisine tebliğ yapılabilecek kimseleri saymışsa da bu kimselerle, tebliğ muhatabı arasında husumet varsa bunlara tebligat yapılamayacağı yapılırsa da tebligatın usulsüz olacağı- Vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı düzenlenmiş ise de vekil ile borçlu arasında menfaat çatışması bulunduğu ve vekilin icra takibinde hasım olarak ilgili olduğu işlerde borçlunun vekili sıfatı ile yapılacak tebligatların usulsüz olduğu-
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve yatırılan paranın istirdadı istemi-