Uzun süreli kira sözleşmelerinde edimler arasındaki dengenin aşırı bozulması ve sözleşmenin taraflar açısından çekilmez hale gelmesi durumunda kira parasının günün ekonomik koşullarına uyarlanması için her zaman “uyarlama” davası açılabileceği-
Taksim sözleşmesinde belirtilen dava dışı taşınmazlara ait tapu kayıtları getirtilerek taksim doğrultusunda dava dışı taşınmazların mirasçılara intikallerinin yapılıp yapılmadığının ayrıntılı olarak denetlenmesi, intikallerin taksim doğrultusunda gerçekleşmesi durumunda paylı mülkiyete tabi taşınmazın muristen intikal eden 1/2 payının paylı mülkiyet esasına tabi olduğu ileri sürülerek reddine karar verilemeyeceği, taksim doğrultusunda karar verilmesi gerekeceği, aksi durumda paylı mülkiyette harici taksim mümkün olmadığı için davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Tanık beyanlarına göre davalı-karşı davacı kadının ev işlerine karşı sorumsuz ve kayıtsız olduğu, tartışmalar sırasında bir kısım eşyaları kırdığı, davacı-karşı davalı kocanın da eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve yakınlarını arayarak küfrettiği ve "...bacınızı alın götürün" dediği anlaşıldığından, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında koca, daha fazla kusurlu olduğundan, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacak istemi-
İşçinin iş arkadaşı kadın işçiye yönelik olarak işverenle dost hayatı yaşadıklarına dair dedikodular yaptığı, işçinin bu davranışı iş yerinde başka bir işçiye sataşma olup işverene haklı fesih imkanı verdiği-
Somut olayda, davacının dayandığı ve yasal şartları taşımamakla geçersiz olan harici sözleşmede satış bedelinin sözleşme bedelini çoğun içinde azın da bulunduğu gözetilip sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde istenebileceğinin de kabulü gerektiği- Mahkemece, sebepsiz iktisap ve denkleştirici adalet kuralı gereğince satış bedeli olarak ödenen bedelin dava tarihinde ulaştığı alım gücü belirlenmeli ve belirlenecek miktarın tahsiline karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle ve yazılı şekilde davacının geçersiz sözleşmenin yapıldığı tarihte ödemiş olduğu değer esas alınarak yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olduğu-
Marka hükümsüzlüğü talebine-
Hakkaniyet elverdiği takdirde tam ehliyetsiz olan kişinin, diğer tarafın batıl hukuki işlemin hüküm ifade ettiğine olan güveni nedeniyle oluşan zararından sorumlu olacağı- Kendisini ehil bir kişi gibi gösterip hukuki işlem yapan ve bu suretle karşı tarafı zarara uğratan ehliyetsiz kişinin bu zarardan sorumlu olacağının kabulü gerektiği- Tam ehliyetsiz kişinin kendisini ehil bir kişi gibi gösterip hukuki işlem yapması ve bu suretle karşı tarafı zarara uğratması, normal bir insanla eşdeğer tarzda hareket etmesi halinde hukuki muamelenin hükümsüzlüğünü ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı-
30 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra, davacının, gayriresmi birliktelik yaşadığı davalının kendisini terk etmesinden dolayı manevi tazminat isteminde bulunamayacağı-
İkinci sözleşmenin yüklenicisi olan şirketin % 99 hissesinin davacıya ait olduğu bu nedenle perdeyi kaldırmaya gerek bulunmadığı belirtilmişse de, bu durumda sözleşmenin bizzat tarafı olan gerçek kişinin sonradan kurduğu şirket ile aynı edimleri içeren bir sözleşmeyi davalı ile imzalayıp sonrasında danışmanlık talebinde bulunulmadığı halde ücret talep edilmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşır bir yanı bulunmadığı, "sırf tedbirli davranmadığı" gerekçesiyle eldeki davanın kabulü oluşa ve mevzuata uygun düşmediği- Tarafların sonraki sözleşmeyi ilk sözleşmenin yerine kaim olacak saikiyle imzaladıkları, ilk sözleşme uyarınca yükleniciden her hangi bir edim talep edilmediği anlaşıldığına göre davacının ilk sözleşme uyarınca davalıdan alacak talebinde bulunması mümkün görülmediği-