Banka kayıtlarından, davalı üçüncü kişinin, takibin borçlularından ve aynı zamanda davalı borçlunun ortağı olduğu şirkete havaleler yaptığı anlaşıldığından, davalı üçüncü kişi ile borçlunun ortağı olduğu şirket arasında dava konusu satıştan önce ilişki olduğu gözetilerek, İİK. mad. 280/1 gereğince davalı üçüncü kişinin, borçlunun alacaklılarına zarar verme kastı ile yaptığını ve içinde bulunduğu mali durumu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun kabulü gerektiği-
Taraflar arasındaki tasarrufun boşanma protokolü ile gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, bu durumda, tasarruf tarihinin resmi satışın yapıldığı 08/12/2014 tarihi olarak değil, taraflar arasındaki boşanma protokolünün tanzim edildiği 20/11/2014 tarihi olarak kabulü yerinde olduğu, o tarihte de taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği, ayrıca, savunmaya göre taşınmazın devri, davalının evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaza yaptığı katkıya karşılık gerçekleştiğinden, tasarrufun, “ivazlı” bir tasarruf olarak kabul edilmesi gerektiği, böyle olunca, tasarrufun İİK mad. 278/III, 1 maddesine göre de iptale tabi olduğu sonucuna varıldığı-
Borçlu şirketin merkez işyeri olduğu anlaşılan taşınmaz yönünden İİK. mad. 280'de belirtilen devir koşullarının gerçekleştiği iddia ve ispat edilmediğinden bu taşınmaz ile ilgili olarak davanın kabulü gerektiği- Radyatör imalathanesi olduğu bilirkişi raporunda belirtilen taşınmaz yönünden, bu işyerinin öncesinde borçluların faaliyette oldukları bir işyeri niteliğinde olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılmadığında, bu bölümlerin devirden önce borçlu veya borçluların faaliyette olduğu işyeri olup olmadığı araştırılarak, borçlular ile üçüncü kişilerin aynı işkolunda faaliyette olduklarına ilişkin somut delilerin de ne olduğu ortaya konularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davalıların aynı ticari çevrede faaliyette bulundukları Sanayici ve İş Adamları Derneğinin yönetiminde yer aldıkları ve birlikte dernek faaliyetlerini yürüttükleri dolayısı ile birbirlerini tanıdıkları anlaşıldığından İİK. mad. 280/1 gereğince tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davalı borçlu ile arsa sahibi davalı üçüncü kişi arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı ve davalı borçlunun müteahhit olarak inşaatı tamamlaması halinde kendisine düşen dairelerin olduğu, arsa sahibi davalı üçüncü kişinin yaptırdığı tespitte inşaatın %66 oranında bittiği belirlendiği ihtilafsız olduğundan, mahkemece bilirkişiden alınacak rapor ile davalı borçlunun inşaatı % 66 oranında iş yaparak arsaya harcama yapması sözleşme hükümlerine göre değerlendirilerek, diğer davalılara yapılan tasarrufların iptale tabi olup olmadığı tartışılarak sonucunda üçüncü kişiler taşınmazı elinden çıkarmış iseler bu durumda da davanın bedele dönüşüp dönüşmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği-
Borçlunun davalı kardeşine ve düşük bedelle yaptığı satışın iptali gerektiği- Davalı dördüncü kişi ile borçlunun, dava konusu taşınmazın bulunduğu köyün nüfusuna kayıtlı olup aynı yerde oturdukları, davalı dördüncü kişinin duruşma sırasında "borçlu ile uzaktan akraba olduğunu" da belirttiği anlaşıldığından davalı dördüncü kişinin borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu anlaşıldığından bu davalının satın aldığı parsel yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davalı üçüncü kişinin davacı vekilinin isticvap davetiyesindeki talepleri ile bağlı kalındığında, davalı borçlu ile çok eskiye dayanan arkadaşlıklarının bulunduğunu ve davalılar arasında husumet ile derdest ya da sona ermiş dava bulunmadığını kabul ettiği anlaşıldığından, davalı üçüncü kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğunun kabulü ile dava konusu tasarrufun davacının dava konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak İİK. mad. 280/1 gereğince iptaline karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece öncelikle vergi borcuna ilişkin davaların kesinleşmesi beklenerek bilirkişiden davalı borçlunun tasarruf tarihine kadar olan hem davalı gerçek kişinin kesinleşmiş vergi borcu miktarının, hem de davalı şirketin vergi borcu miktarı ve hangi döneme ait olduğu, şirketin vergi borçları nedeniyle davalı borçlu gerçek kişi hakkında 6183 sayılı Yasanın 35. maddesi gereğince takip yapılıp yapılmadığı hususunda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Dosya kapsamından ve tarafların beyanlarından davalı borçlunun iplik işiyle, davalı üçüncü kişinin ise kumaş boyama işiyle uğraştığı anlaşılmakla, mahkemece davalıların şirket merkezleri ve fabrikalarının bulunduğu yerleri tespit edip, aralarında ticari ilişki bulunup bulunmadığı konusunda ticari defterlerini bilirkişi vasıtasıyla inceleterek, ayrıca spor kulübünde hangi tarihler arasında yönetim kurulu üyeliklerinin bulunduğu da tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- 6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirleneceği-
Borçlu A.Ş'in kurucu ortaklarından biri olan davalı limited şirketinin dava konusu parseli aynı şirketten satın alırken İİK. mad. 280 uyarınca borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bilmemesinin mümkün olmadığı- Takibe konu ilamda alacağın dayanağı eser sözleşmesi olup borcun doğum tarihi kesinleşen ilam ile bu eser sözleşmesinin tarihi olduğu ve aksinin tanık beyanları ile ispatının mümkün olmadığı- Satışı borcun doğumundan önce olan taşınmazlar ile ilgili tasarrufun iptali davasının ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
TMSF tarafından müzekkere cevapları ve dosyaya sunulan banka dekontları incelendiğinde; dava konusu taşınmazların devri için bir kısım ödemelerin davalı borçlu tarafından, bakiye kalan ödemelerin ise davalı üçüncü kişi tarafından yapıldığı- Mahkemece davalı üçüncü kişinin borçlunun aciz halinde olduğunu bilmesi gerektiğinden, İİK. mad. 280/1 koşulları da gerçekleştiği belirtilmişse de; 280/1 maddesindeki koşulların nasıl gerçekleştiği ve davalı üçüncü kişinin şirketin aciz halinde olduğunu neden bilmesi gerektiği hususları açıklanmamış ayrıca davalı üçüncü kişi tarafından taşınmazın satın alınması için ödenen bedeller de dikkate alınmamış olduğundan, davalı borçlu Şirket’in ticari defterleri üzerinde de inceleme yapılarak; şirket tarafından taşınmazların satın alınması için ödenen miktarın toplam ne kadar olduğu, taşınmaz sonuç olarak davalı üçüncü kişi adına tescil edildiğinden şirket tarafından ödenen miktarların akıbetinin ne olduğu, davalı üçüncü kişi adına tescili tarihinde davalı üçüncü kişinin bu taşınmazların gerçek değerlerine göre satın almaya ekonomik gücünün yeterli olup olmadığı, davalı  üçüncü kişi ile davalı borçlu şirket arasında tanışıklık, arkadaşlık, ticari ilişki, iş ortaklığı gibi hususların bulunup bulunmadığı mahkemece araştırılıp değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-