Zamanaşımına uğramış çekler nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine yönelik olarak açılan menfi tespit davasında, davalı alacaklı vekilinin "çeklerin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, davacının davalıdan aldığı borçları nedeniyle çeklerin düzenlendiğini" ileri sürerek temel ilişkiye dayandığı, davacı asilin isticvap beyanı ile "temel ilişkiyi kabul ettiği"nden, davalı alacaklının alacaklı olduğunu ayrıca ispatlamasının gerekmediği-
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; dava ve takip konusu edilen her iki çekin de taraf ticari defter ve belgelerinde kaydının bulunmadığı, davacı ile davalı arasında alım satıma yönelik ticari ilişkinin mevcut olduğu, dava konusu edilen çeklerin bu ticari ilişkinin teminatı olarak verildiğine ve bu çeklerin bedelsiz kaldığına yönelik davacı tarafça usulüne uygun yazılı deliller sunulmadığı, davacı tarafça sunulan ve yalnızca çek keşidecisi tarafından imza altına alınmış, davalının imzasını taşımayan 11/04/2014 tarihli " Belgedir " isimli belgenin yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir delil sayılamayacağı ve davacı tarafça iddianın ispatına yönelik olarak yemin deliline de dayanılmadığından açılan menfi tespit davasının reddinin gerektiği-
Davacının isim ve imzası dışında kalan kısımları boş olarak davalıya verilmiş ve diğer unsurları doldurulmamış olan senetlerin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu- Bu tür belgeler yazılı delil başlangıcı olduğundan, tanık deliline de başvurma imkanı bulunduğu-
Davacı, SMS kaydı olduğunu iddia ettiği dökümü dosyaya ibraz etmiş ise de,mahkemece bu kayıtların davacının cep telefonundaki SMS kayıtları ile karşılaştırılmadığı, bu nedenle de davacı tarafından ibraz edilen SMS kayıtlarının bu haliyle HMK'nun 199. maddesi anlamında ''belge'' olarak kabulünün doğru olmadığı- Mahkemece davacı tarafından ibraz edilen SMS kayıtlarının davacının telefonundaki kayıtlar ile karşılaştırılarak kayıtların uyumlu olması halinde delil olarak kabul edilmesi gerektiği-
Borcun doğumuna ilişkin vakıaların kanıtlanması bakımından tanık dinlenebileceği- Mahkemenin "HMK. mad. 200/2 uyarınca, açık bir muvafakat bulunmaması ve senede karşı ancak yazılı delille ispat kuralı nedeniyle de tanık dinlenemediği"nden kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Aciz vesikası, tasarrufun iptali davası dava şartı olup, davacı tarafından aciz vesikası veya geçici aciz vesikası niteliğinde haciz tutanağı ibraz edilmediğinden mahkemece davanın bu nedenle reddi gerektiği-
Süresinde ibraz edilmeyen çekler yönünden taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde böyle bir çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabileceği ve alacaklının alacağını her türlü delille kanıtlayabileceği, taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde ise, hamil keşideciye karşı dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 s. TTK. mad. 644 uyarınca sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebinde bulunabileceği- Çeke ciro yoluyla hamil olan davalının, sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davacı keşideciden alacak talebinde bulunabileceği, bu durumda sebepsiz zenginleşmediğinin keşideci tarafından kanıtlanması gerektiği- Hamilin senedi bile bile borçlunun zararına hareket ederek kötü niyetle iktisap ettiği iddiasının da 6762 s. TTK. mad. 599 uyarınca keşideci tarafından ispatlanması gerektiği;  davalılar hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından yürütülen soruşturmanın sonucunun menfi tespit davasına etkisinin de gözetilmesi gerektiği-
Süresinde ibraz edilmeyen çekler yönünden taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde böyle bir çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanabilir ve alacaklı alacağını her türlü delille kanıtlayabileceği- Taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde ise hamilin keşideciye karşı dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebinde bulunabileceği-
İ. ilişkisinin varlığını ispatlama amacıyla dosyaya sunulan belge yazılı delil başlangıcı niteliğinde olmadığından ve sebepsiz zenginleşmeye de dayanılmadığından davanın reddi gerektiği-
1086 sayılı HUMK zamanında açılan bir davada iddianın yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı niteliğindeki bir belge ile ispat edilememesi halinde delil listesindeki açıklamaya bakılması gerekeceği, buna göre delillerinde "her türlü yasal delil" şeklinde bir ifadeye yer verilmiş ise ilgilinin yemin deliline dayandığının kabul edileceği ve yemin teklif etme hakkının hatırlatılacağı-
Yıllık 2. 500 TL'yi asan kira sözleşmesinin varlığının HMK 200 uyarınca ancak yazılı delil ile ispat edilebileceği; yazılı bir delil sunamayan davalının taşınmazı fuzuli işgal ettiğinin kabulü gerekeceği-