İşyerinde uygulanmakta olan Personel Yönetmeliği uyarınca, çekmecelerinin aranmaması noktasında davacı işçinin haklı bir beklentisinin söz konusu olmayacağı ancak düşük performansla çalıştığının ispatlanamaması, e-mail içerikleri, davanın açıldığı tarihten yaklaşık iki yıl sonra Tıp Fakültesi öğretim üyelerince tanzim edilen heyet raporu içeriği, davacının yönetmen konumunda olmasına rağmen, kendisine bu yönde bir muamele yapılmayıp, "bağrılıp azarlandığı" yönündeki tanık anlatımları ve tüm dosya içeriği dikkate alındığında, davacı işçinin hedef alınarak uzun bir süreye yayılan ve sistematik hâl alan psikolojik taciz niteliğindeki davranışlara maruz kaldığı ve davacı işçiye yönelik bu baskıların varlığına ilişkin güçlü olgular karşısında, davalı işverenin ise davacıya psikolojik baskı uygulanmadığını ispat edemediği ve bu durumda mahkemece, davacıya yönelik davranışların psikolojik taciz olduğu belirtilerek verilen direnme kararının isabetli olduğu- 
4857 s. K. mad. 5/1 uyarınca; dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım yasağı getirilmiş olsa da, olayda bu ve benzeri sebeplere dayalı bir ayrım yapıldığı ileri sürülüp kanıtlanmadığından eşit davranmama tazminatı talebinin reddi gerektiği-
Borçlunun borcunu ‘ikrar’ etmesinin (alacağı tanımasının), ‘zamanaşımını kesen’ nedenlerden biri olduğu- Borç ikrarının, ancak, işlemekte olan zamanaşımını keseceği, yani, zamanaşımı süresinin tamamlanmasından sonraki borç ikrarının kesme yönünden bir sonuç doğurmayacağı- İhtiyati tedbir istemi ile mahkemeye başvurma veya işçilik alacaklarının tespiti ve ödenmesi için Bölge İş Müfettişliğine şikâyette bulunmanın, zamanaşımını kesmeyeceği, ancak işverenin, şikâyet üzerine Bölge Müdürlüğünde alacağı ikrar etmesinin, zamanaşımını keseceği- Kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olmasının, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmeyeceği, zamanaşımının, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesileceği- Zamanaşımı def'inin, ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabileceği, HMK.’nun yürürlükte olduğu dönemde, ‘savunmanın değiştirilmesi yasağı’, cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı def’inin cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi gerektiği- Islah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine, iki haftalık süre içinde, ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği- Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse, ilerleyen aşamalarda, zamanaşımı def’inin, davacının açık muvafakati ile, yapılabileceği- Zamanaşımı def’inin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesinin de mümkün olduğu-
Muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesinin ona karşı bir haksız eylem niteliğinde olduğu- Üçüncü kişilerin muvazaa sebebiyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraftan zararının tazminini isteyebileceği, haksız fiil işleyen kimsenin uygun illiyet bağı çevresine giren bütün zararlardan sorumlu olduğu-
Davacının dava dışı ..Ltd. Şti. işçisi olarak davalı asıl işveren bünyesinde 04.09.2007-09.08.2012 tarihleri arasında filo destek işinde çalıştığı, davacının davalı firmanın araç filosunun bakım, onarım, muayene vb işlerini takip ve yerine getirmekle sorumlu olduğu; bu alanda davacıdan başka, asıl veya alt işveren işçisi olarak çalışan kimsenin bulunmadığı, davalı firmanın esas olarak tütün üretim alanında faaliyet gösterdiği, davacı tarafından davalı asıl işverene karşı açılmış işe iade davası içeriği, davacının yaptığı işin niteliği ve davalı asıl işverenin faaliyet alanı gözönünde bulundurulduğunda, davalı Şirketi ile dava dışı Ltd. Şti arasındaki asıl alt işverenlik ilişkisinin muvazaaya dayanmadığı anlaşıldığından, talep edilen alacakların reddi gerektiği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve ilave tediye ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Davalı vekilinin zamanaşımı savunmasını içermeyen ve yasal süresi geçtikten sonra verildiğinden hiç verilmemiş kabul edilen (davayı inkar etmiş sayılan) cevap dilekçesi sunduğu, davacının işçilik alacaklarını miktar itibarıyla artırmak suretiyle ıslah etmesi üzerine bu ıslah işlemine karşı da davalı vekilince süresi içinde ibraz edilmeyen ancak cevap dilekçesinin zamanaşımı defi yönünden HMK. mad. 176 maddesi gereği ıslah edildiğini belirten dilekçe verildiği, ancak bu dilekçeye karşı davacı vekilince açıkça itiraz edildiği görüldüğünden, yasal süresi geçtikten sonra verilen ve davacı tarafın itirazı ile karşılaştığı için hiç verilmemiş sayılan cevap dilekçesinde ıslahı suretiyle zamanaşımı def'inin ileri sürülemeyeceği-
Zamanaşımının, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olduğu ve alacak hakkı alacaklı tarafından, yasanın öngördüğü süre ve koşullar içinde talep edilmediğinde dava yoluyla elde edilebilme olanağından yoksun bırakılacağı- Alacağın salt zamanaşımına uğramış olmasının onu eksik bir borca dönüştürmesi için yeterli olmadığı, bunun için borçlunun, kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def'ide bulunması gerekeceği- Davalı tarafından zamanaşımı def'i ileri sürülmedikçe, o hak ve alacak için yasanın öngördüğü zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile hakimin bunu kendiliğinden göz önüne alamayacağı- Zamanaşımı, kanunda sınırlı olarak sayılan ilk itirazlardan olmadığından cevap dilekçesi ile ileri sürülme zorunluluğu bulunmadığı- Zamanaşımı def'inin, savunmanın genişletilmesi ya da değiştirilmesi yasağının başladığı ana kadar ileri sürülmesi gerekeceği ve bu ana kadar ileri sürülmeyen zamanaşımı def'inin sonradan ileri sürülmesinin savunmanın genişletilmesi niteliğinde olacağı- Davaya yasal süresi içerisinde cevap vermemiş olan davalının süresinden sonra vereceği cevap dilekçesi ile zamanaşımı def'inde bulunabilmesinin ancak davacının muvafakat etmesi ile mümkün olacağı- Islahın yasal şartları yerine getirildiği takdirde karşı tarafın ya da mahkemenin kabulüne bağlı olmaksızın yapılabileceği- Davanın kısmen de ıslah edilebileceği- Maddi hakkı sona erdiren maddi hukuk işlemlerinin ıslahla düzeltilemeyeceği- Feragat, kabul, sulh gibi işlemlerin asıl hakkı ortadan kaldırmasından dolayı usul işlemi olduğu kadar maddi hukuk işlemi mahiyetini de taşıması dolayısıyla bu işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilemeyeceği- Açık bir irade beyanı ile terk edilen hakların maddi gerçeğin şekle feda edilmesi gibi bir sonuç doğurmaması sonucunda ıslahın konusu olamayacağı- Davanın cevapsız bırakılması ya da süresi içinde cevap dilekçesi verilmemesi halinde davalının, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı-
Davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesi incelendiğinde, bir işin ve hizmetin bir bölümünün verilmediği, toplam 500 gemi adamının çalıştırılmasına ve işçi teminine yönelik olduğu, yasalarımızda işçi teminine yönelik açık düzenleme bulunmadığı, Borçlar Kanunu’nun genel muvazaa kriterlerine göre davacının başlangıçtan itibaren asıl işveren ... A.Ş.'nin işçisi olduğu anlaşıldığından, davalılar arasında muvazaa bulunduğu- Davacının sendika üyeliğinin asıl işveren A.Ş.'ye bildirildiği tarih yararlanma tarihi olacağından, bu tarihin araştırılması ve buna göre Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden faydalanıp faydalanmayacağının belirlenmesi gerektiği-
Davalı işverence, davacının sendikaya üye olmasından önce aynı iş yerinde geçen hizmet süresinin kıdeme dahil edilmeyerek sendika üyesi olduğu tarih itibariyle işe yeni başlamış bir işçi gibi düşük derece ve kademe üzerinden ücret ödenmesinin eşit davranma borcuna aykırılık teşkil edeceği ve davacının emsal işçilere göre eksik ücret almasına sebep olacağı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • kayıt gösteriliyor