Taraflar arasında davalı işvereni yemek ücreti ödemesi hususunda yükümlü kılan bir sözleşme bulunmadığı gibi davalının İstanbul'da bulunan işyerinde yemekhane bulunması nedeniyle yemek hizmeti verip diğer illerde bu hizmeti vermemesinde subjektif bir ayrımcılıktan söz edilemeyeceği- Davacının iş sözleşmesinin feshinden sonra yürürlüğe giren yönergeye göre dava konusu yükselme zammı alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
22. HD. 20.02.2019 T. E: 1040, K: 3811-
Davalı işverenin davacının üyesi olduğu işçi sendikası ile yapılan 01.06.1983-31.05.1985 yürürlük süreli TİS'in 89'uncu maddesi uyarınca tren yolu güzergahında oturan işçilere iş yerine geliş ve gidişlerde treni ücretsiz kullanmaları için banliyö ve tren kartı verdiği, ancak 1996 yılında TCDD tarafından, tren seferlerinin anılan güzergahta kaldırılması nedeni ile trenin geçtiği ve öncesinde trenden ücretsiz yararlanan işçiler için hizmet alım sözleşmesi sureti ile servis temin edilerek bu güzergâhtaki yerlerde oturan işçilerin iş yerine getirilip götürülmelerinin sağlandığı, sonraki dönem TİS'lerinde önceki uygulamaya devam edileceği yönünde hüküm bulunduğu, bu hâli ile iş verenin TİS hükmünü uyguladığı, iş müfettişliğine sunulan bilgi notunda yer alan yerlerin demiryolu güzergâhındaki yerler olup olmadığı, davalının demiryolu güzergâhında olmamasına rağmen servis koyduğu yerler bulunup bulunmadığı usulünce belirlenmesi, buna göre davalı işverenin "eşit işlem (davranma)" ilkesini ihlal edip etmediği belirlenerek sonuca gidilmesi gerektiği-
Adi ortaklığın kendisine ait bir tüzel kişiliği mevcut olmadığından davada taraf olma ehliyetinin de olmadığı yani adi ortaklığın dava ve takip ehliyeti olmadığı gibi, ortaklığa karşı dava açılamayacağı- Adi ortaklığa karşı açılacak davalar, adi ortaklığın kendisine karşı değil dava konusunun paradan başka bir şey olması halinde ortaklığı oluşturan ortakların tamamına, konusunun para olması halinde ise ortaklar arasında müteselsil sorumluluk esası geçerli olduğundan ortaklardan biri ya da birkaçı aleyhine yöneltilmesi gerektiği- Somut uyuşmazlıkta, dava konusu hizmet sözleşmesinden kaynaklanan para alacağına ilişkin olduğundan, adi ortaklar ihtiyari dava arkadaşı olup ortaklardan birisine veya her ikisine karşı dava açılabileceği-
22. HD. 18.10.2018 T. E: 13652, K: 22484-
9. HD. 09.07.2018 T. E: 2015/21095, K: 14955-
9. HD. 09.07.2018 T. E: 2015/21096, K: 14956-
9. HD. 09.07.2018 T. E: 2015/21069, K: 14953-
9. HD. 05.07.2018 T. E: 2015/21084, K: 14846-
Davacıların murisi olan müteveffa işçinin 02.02.2001 tarihi öncesinde işin mevsimlik iş olduğunun kabulü ile yılın bir bölümünde çalıştırıldığı, 02.02.2001 tarihinde daimi kadroya geçen işçinin o tarihten sonra Köy Hizmetleri Müdürlüğüne bağlı iş yerinde aralıksız çalıştığı, yapılan iş değişmeksizin kadroya alınması suretiyle tüm yılı kapsar şekilde sigorta primlerinin yatırılmaya devam edildiği, Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünün 5286 s. K. ile kapatılarak iş yerinin İl Özel idaresine devredildiği anlaşıldığından, müteveffa işçinin, sürekli işçi kadrosuna alınması suretiyle tüm yıl benzer işlerde çalıştırılıyor olması daha önceki çalışmalarının niteliğini değiştirmez ise de, bu çalışmanın hukuken yok sayılmasının eşitlik ilkesine aykırılık sonucunu doğuracağı- Kadroya alınmadan önceki çalışma ile kadroya alınmadan sonraki çalışma arasında niteliksel bir fark yaratılması ya da kadroya alınmadan evvelki çalışma yok sayılarak işçi hakkında yeni işe girmiş gibi işlem yapılmasının da kanuni bir dayanağının bulunmadığı- Ekonomik yönden işverene bağımlı olarak çalışan işçinin çalıştığı süre içinde dava açmamış olması olgusunun işçi aleyhine değerlendirilmesinin mümkün olmadığı- Mahkemece müteveffa işçinin kadroya geçirilmeden evvelki çalışmalarının çalışma süresine dâhil edilmesi suretiyle derece ve kademesinin belirlenerek fark alacaklarının hüküm altına alınmasının yerinde olduğu-