Yabancı mahkemeden hukuk davasına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilam hakkında, 5718 sayılı Kanun'un 54. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için, onaylı aslı veya onaylı sureti ile tercümesinin ibraz edilmesi, devletler arasında karşılıklılık koşulunun sağlanması, dava konusunun Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmemesi, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye o yer Kanunlarına göre usulünce çağrılması ve temsil edilmesi imkanı sağlanmadan gıyabında karar verilmemiş olması ve o yerin maddi hukuk ve usul hukukuna ilişkin kanunlarına uygun olarak verilmiş olması gerekeceği, Bütün bu şartların yanı sıra tenfiz edilecek hükmün Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmamasının gerekli olduğu, aynı davanın Türk Mahkemelerinde görülmesi halinde farklı sonuca varılacak olması tek başına tenfiz engeli oluşturmadığı gibi, tenfizi istenen kararın gerekçesiz olmasının da tek başına kararın tenfizine engel olmadığı-
Türk Medeni Kanunu’nun 411 ve 412.maddelerindeki yetkinin kesin ve kamu düzenine ilişkin olduğu kabul edildiği; Alman mahkemesi tarafından verilen vesâyet kararının; vesâyet altına almanın, Almanya’daki hukuki menfaatlerini koruyacağı gibi bu kararın Türk mahkemeleri tarafından tanınması ile de Türkiye'deki menfaatlerini koruyacağı-
İhtiyati haciz kararı verilmesine ve cebri icra kararının tenfizine ilişkin olan dava da, MÖHUK m. 53'de belirtilen ve aynı zamanda dava şartı niteliğinde bulunan ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesini havi bulunmayan tenfiz dilekçesi ekindeki belgelere göre tenfiz kararı verilemeyeceği-
Hacir altına alınacak şahsın bulunduğu yer (Almanya) makamlarının da, ilgilinin milli hukukuna (Türk Hukukuna) veya bulunma yeri hukukuna (Alman Hukukuna) göre hacir kararı alabileceklerinin kabulü gerekeceği-
Yabancı mahkemece verilen boşanma kararın tanınmasına ilişkin dava açıldığı ve derdest olduğu- Yabancı ilamın tanınması halinde, bu ilamın kesin hüküm etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceğine (5718 s. MÖHUK. mad. 50) göre, tanıma davası sonucunda verilecek hüküm, boşanma davasının neticesini etkileyeceğinden, tanımaya ilşkin davanın, sonucunun bekletici sorun yapılması ve neticesine göre hüküm tesis edilmesi gerektiği- 
HUMK. mad. 237'de düzenlenen kesin hüküm, dava şartı olup taraflarca yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, taraflarca ileri sürülmese dahi re'sen gözetileceği- Mahkemece Karşıyaka 1.Aile Mahkemesinin 2006/727 esas, 2006/708 karar sayılı dosyası incelenerek. kesin hükmün varlığı halinde, işin esasına girilmeksizin davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle reddine kararı verilmesi gerektiği- 
Davanın görülebilirlik ön koşulu olan boşanma gerçekleşmediğinden tasfiye yapılamayacağı- Davalının yargılama devam ederken ölümü sebebiyle taraflar arasındaki mal rejimi sona erdiğine göre mahkemenin taraflardan birinin ölümünün mal rejimini sona erdirmediği gerekçesinin yerinde bulunmadığı-
Tarafların Türk olmasalar bile hukuki menfaatlerinin bulunması koşuluyla yabancı ilamın tenfizini veya tanınmasını isteyebileceği-  İzinle Türk vatandaşlığından çıkmış olanların belli haklar dışında Türk vatandaşlarına tanınan haklardan yararlanmaya aynen devam edeceği- Davacının Alman mahkemesince verilen cinsiyet değişikliğine dair kararın tanınmasını istemesinde, hukuki yararı bulunduğundan,.mahkemece istek ve deliller bu çerçevede değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerektiği-
Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi için, yetkili Türk mahkemesi tarafından “tenfiz kararı” verilmiş olması gerekeceği; tenfiz kararının temyizinin, onun yerine getirilmesini durduracağı-
Tenfiz kararlarının kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı–
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor