Yabancı devletin usul hukukuna tabi olarak verilmiş olan bir mahkeme kararının, mahkeme ilamı niteliğinde olup olmadığı ve kesinleşme şartlar ile münhasıran kararın verildiği ülkenin usul hukukuna göre tayin ve tesbit olunacağından tenfizi istenen kararın kesinleşme şerhini gösterir apostil şerhli aslı ve onanmış örneğinin dosyada mevcut olması karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği- Tenfiz hâkimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemeyeceği ve hukuka uygunluğunun denetlenemeyeceği-
"Tespit davası" niteliğinde olan yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkin davalarda yargılama harcının "maktu" olarak belirlenmesi gerektiği- 
Temyiz edilmeksizin hakkındaki karar kesinleşmiş olan davalı yönünden de bozma sonrası yabancı mahkeme kararının tenfizi talebine ilişkin davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
"Tespit davası" niteliğinde olan yabanacı mahkeme kararının tenfizine ilişkin davalarda yargılama harcı ve vekalet ücretinin "maktu" olarak belirlenmesi gerektiği- 
Bir hak kullanılabilir duruma gelmeden zamanaşımı işletilemeyeceğinden, mal rejiminin tasfiyesi davalarındaki on yıllık zamanaşımı süresinin boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihten değil, tanıma tenfiz kararının kesinleştiği tarihten başlayacağı-
1956 tarihli Nafaka Alacaklarının Yabancı Memleketlerde Tahsiline İlişkin sözleşmenin, nafaka yükümlülüğüne ilişkin yabancı ilamların, ilamın verildiği devlet dışında sözleşmeye taraf diğer bir devlette doğrudan icrasına imkan vermediği- Nafaka yükümlülüğüne ilişkin yabancı ilamın Türkiye'de icra edilebilir olması için tenfiz kararı verilmesi gerektiği- Nafaka yükümlülüğü konusundaki yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi isteğine ilişkin uyuşmazlıkta, hem Türkiye hem de kararın verildiği Almanya'nın taraf olduğu Lahey Sözleşmesi hükümlerinin gözetilmesi gerektiği-
Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin itiraza uğramaması, itiraz edilmiş ise vasiyetnamenin iptali davasının reddine karar verilmiş olması, başka bir deyişle vasiyetnamenin kesinleşmiş olması gerekeceğinden, bu amaçla vasiyetnameden bütün mirasçıların haberdar edilmesi ve hak düşürücü sürelerin başlaması için vasiyetnamenin açılıp okunması dosyasının kesinleşmiş olması gerekeceği, aksi takdirde tenfiz davası açılamayacağı-
Uyuşmazlık; vesayet konusunda karar vermenin Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisinde olup olmadığı noktasında toplanmakta olup, Alman mahkemesi tarafından Türk milli hukuku ile çatışmayacak ve hatta aynı paralelde verdiği kararın ne milli hukuka ve ne de münhasır yetki ya da kamu düzeni ile bir alakası bulunmadığı, 1905 tarihli 'Kısıtlamaya ve Benzer Tedbirlere İlişkin La Haye Sözleşmesi'nin 3. Ve 7. maddelerine göre; kural olarak milli hukukun ve milli Devlet mahkemelerinin yetkili olmasına karşın hacir altına alınacak şahsın bulunduğu yer ( Almanya ) makamları da, ilgilinin milli hukukuna ( Türk Hukukuna ) veya bulunma yeri hukukuna ( Alman Hukukuna ) göre hacir kararı alabilecekleri öngörüldüğü, açıklanan tüm bu nedenlerle dava, kısıtlama kararının tanınmasına ilişkin olduğuna göre davanın kabulü gerekeceği-
Tenfiz edilmeyen yabancı mahkeme kararının Türk Hukuku açısından henüz ilâm niteliğinden olmadığı; taraflar arasında vadeye bağlanmış bir alacak söz konusu olmadığı, alacağın varlığının kesin olmadığı, yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu ve vadesi gelmiş bir alacaktan söz edilemeyeceği, vadesi gelmemiş alacaklarla ilgili ihtiyati haciz koşulları arasında sayılan hususlardan hiçbirisinin varlığı konusunda da kesin delil aranmamakla birlikte haklı ve makul görülebilecek İİK. mad. 257/2 koşullarının gerçekleştiğine ilişkin bir delil de sunulmamış olduğundan, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Tenfizi istenen mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olduğundan mahkemece, tenfiz isteminin reddine karar verilse de, tenfizi talep edilen karar gerekçesiz olmadığından mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olmadığının kabulü ile 5718 sayılı MÖHUK'un 54. maddesinde düzenlenen tenfiz kararı verilmesine engel hallerin mevcut olmadığı- Haksız elde edilen kazancın iade edilmesine ilişkin hükmün, Anayasanın ve hukuk sisteminin temel ilkelerine uygun olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor