İhtiyati haciz taleplerinde tam bir ispatın aranmasının gerekmediği, yaklaşık ispatın yeterli olduğu da dikkate alındığında, hesap kat ihtarında belirtilen ve ödenmediği ileri sürülen alacak tutarı için alacaklı bankanın ihtiyati haciz talebinde bulunmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-Mahkemece taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 10. maddesi uyarınca hesap kat ihtarının borçlulara tebliği ile alacağın muaccel hale geleceği göz önünde bulundurularak "ihtiyati haciz talebinin kabulüne" karar verilmesi gerekeceği-
"Borçlu hakkında yapılan icra takibinin kesinleşmiş olması" nedeniyle ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati hacze konu kredi borcuna ilişkin olarak kat ihtarı tebliğ edildiği ve borcun muaccel hale gelmiş olduğu anlaşılmakla, "talebin reddine" karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhtiyati hacizde hangi mahkemenin görevli olduğu İcra ve İflas Kanunu'nun 258.maddesinde açıkça belirtilmeyip sadece genel olarak mahkemeden söz edildiğinden, görev konusunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsilinin temini amacıyla ihtiyati haciz isteminin Ticaret Mahkemesinde görüleceği, ihtiyati haciz isteminin görev yönünden reddine karar verilirken ayrıca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmemesi gerektiği-
Hukukumuzda kefalet sorumluluğunun ancak dava yoluyla ileri sürülebileceğine dair bir ilke veya kural bulunmadığından, şartları gerçekleştiği takdirde kefil hakkında da ihtiyati haciz kararı verilebileceği-
İhtiyati haciz isteyenin (alacaklının) "borçluya römorkaj ve palamar hizmeti verdiğini" iddia ederek, bu hizmetlerden kaynaklanan alacağı için ihtiyati haciz isteminde bulunduğu- İhtiyati haciz isteyenin borçluya verdiğini iddia ettiği hizmetler, 6102 sayılı TTK'nın 5. kitap 8. kısım 1352 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, uyuşmazlığın çözümünde TTK'nun deniz ticaretine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu durumda, davanın denizcilik ihtisas mahkemesinde görülmesinin zorunlu olduğu-
Müteselsil kefilin tacir olup olmadığı araştırılıp değerlendirilerek, ihtiyati hacze itiraz eden yönünden HMK’nın 17. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı ve yetkili mahkemenin belirlenmesi gerektiği-
Alacaklının istemi, 6102 sayılı TTK'nın 1352 ve 1353'üncü maddesi çerçevesinde bir ihtiyati haciz istemi niteliğinde bulunmadığından, bu yöndeki talebin genel hükümlere göre ve 2004 sayılı İİK'nın 257'nci maddesi çerçevesinde ticaret mahkemesince incelenmesi gerektiği-
Muhatap bankaya ibraz edilen ancak karşılıksız kalan çeke dayalı borcun, bu şekilde aranması tüketildikten sonra, götürülecek borç niteliğine dönüştüğü gözetilerek, HMK’nın 10. maddesi uyarınca ifa yeri olarak BK.'nın 89. madde hükmü nedeniyle, alacaklının ikametgah yeri mahkemesinin de yetkili mahkemelerden biri olduğu-
İhtiyati haciz kararına itiraza ilişkin uyuşmazlığın, Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliği ve İcra İflas Kanununun 265/3-4 maddelerine göre Değişik İşler ve İstinabe Defterine kaydedilen ihtiyati haciz dosyası üzerinden incelenmesi ve karara bağlanması gerekirken, uyuşmazlığın esas defterine kayıt ile çözümlenmesinin doğru olmadığı- Karar başlığında ihtiyati haciz kararına itiraz edenin davacı, ihtiyati haciz isteyenin davalı olarak gösterilmesi, ihtiyati haciz kararına itiraz esas dava niteliğinde bulunmadığı halde "davanın reddine" dair hüküm kurulmasının doğru olmadığı-