Sanıkların yetkilisi olduğu borçlu ticaret şirketinin ticari defterlerine ulaşılarak, takibin kesinleştiği tarih itibariyle borcu ödeme gücünün bulunup bulunmadığı yönünde şirket defter ve kayıtları ile banka hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekeceği-
İİK’nun 333/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için ticari işletmenin borcu ödeyebilecek ekonomik güce sahip olması, yönetim yetkisine sahip olanların kasıtlı olarak ticari işletmenin borçlarını ödemeyerek alacaklıları zarara sokmaları ve bu eylemlerin başka bir suç oluşturmaması gerekeceği-
Atılı suçun oluşumu için kesinleşmiş bir icra takibinin bulunmasının zorunlu olduğu-
İcra ve İflas Kanununun 16 ncı babında düzenlenen şikayete bağlı suçlardan dolayı atılı suçun oluşabilmesi için, sanık aleyhine kesinleşmiş bir icra takibinin bulunmasının zorunlu olduğu-
Şikâyetçi dilekçe veya beyanında gösterdiği delillerle bağlı olup, dilekçede borçlu şirketin pasifinin aktifini geçtiği halde iflasının istenmediğinin belirtildiği dikkate alındığında, borçlu şirketin borcu ödeme gücünün bulunmadığının şikâyetçinin de kabulünde olduğundan, atılı suçun oluşmadığı- Atılı suçun oluşabilmesi için, ticaret şirketinin borcunu ödeyebilecek güce sahip olması ve hukuken ya da fiilen yönetim yetkisine sahip olan sanığın kasıtlı olarak ticaret şirketinin borcunu kısmen ya da tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara sokmuş olması gerekeceği-
Atılı suçun oluşumu için takibin kesinleştiği tarih itibariyle borçlu şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih yerine yıl sonu itibariyle şirketin durumunu tespit eden bilirkişi raporunun esas alınmasının isabetsiz olduğu-
İİK. 333/a maddesindeki suçun oluştuğu tarihin ödeme emrinde verilen süredeki son günü takip eden gün olarak kabul edildiği- 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre üçüncü şahsın şirketin mali durumunu haricen bilmesi mümkün olmadığına göre, İİK'nun 347 inci maddesindeki üç aylık şikâyet süresinin, alacaklının borçlu şirketin borcu ödeme gücünün bulunduğunu öğrendiği tarihten, bir yıllık şikâyet süresinin ise, takibin kesinleştiği tarihten itibaren yürütülmesi gerektiğinin kabulü gerekeceği-
Şikâyet dilekçesindeki, "...borçlular borca batık durumdadır..." şeklindeki beyan nedeniyle borçlu şirketin borcu ödeme gücünün bulunmadığının müşteki tarafından da bilindiğinin kabulünün zorunlu olduğu-
Şirkete ait menkul malların haczedilmesi, borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulması, yine borçlunun emekli sandığından almakta olduğu maaşına konulan haciz nedeniyle yapılan kesintinin takip dosyasına düzenli olarak yatırılması ve alacak miktarının da 20.850,05 TL olması dikkate alındığında, sanıkların suç işleme kasıtlarının bulunmadığının kabulünün gerekeceği-