Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleştiğinden, davalı-davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddinin doğru görülmediği-
Mahkemece ilk hüküm davacı-davalı kadın tarafından temyiz edilmediği, kararı davalı-davacı kocanın temyiz ettiği, kocanın temyizi üzerine hükmün Dairemizce bozulduğu, mahkemece bozma kararına uyulmakla davalı-davacı koca yararına usulü kazanılmış hakkın oluştuğu, usulü kazanılmış hak hususu gözetilmeksizin bozma üzerine verilen temyize konu kararda yoksulluk nafakasının arttırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı kadının bir Limited Şirketin % 33.33, bir Limited Şirketin % 12.50 ve bir Anonim Şirketin ise % 10 oranında ortağı olduğu, 2006 model Audi A-4 marka aracının bulunduğu anlaşıldığından davacı kadının boşanmayla yoksulluğa düşeceğinin kabul edilemeyeceği-
Davacı-davalı (kadın) kocasına göre daha fazla kusurlu olmadığından; kusuru yoksulluk nafakası talep etmesine engel olmadığı- Davalı-davacı kadının boşanmanın fer'i olarak, maddi (TMK.m.174/1) ve manevi (TMK.m.174/2) tazminat talepleri bulunduğu halde, bu talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının yoksulluk nafakası talebi bulunmadığı halde talep dışında yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-karşı davalı yararına takdir edilen yoksulluk nafakası az olduğundan Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceğinden bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı-davacı kadının emekli olduğu, asgari yaşam gereksinimlerini karşılamaya yeterli, düzenli ve sürekli maaş gelirinin bulunduğu, anlaşıldığından davalı-davacı (kadın) yararına Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşullarının oluşmadığı-
Davalı kadının boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu bulunduğunun ve boşanmakla yoksulluğa düşeceğinin gerçekleşmiş olması karşısında Türk Medeni Kanununun 175. maddesi gereğince uygun miktarda yoksulluk nafakası takdir edilmemesinin doğru olmadığı-
Boşanma davası içinde vaki ve boşanmanın fer’i niteliğinde olan Türk Medeni Kanununun 175. maddesinde belirtilen yoksulluk nafakası ve aynı Kanunun 174. maddesinde yazılı maddi ve manevi tazminat isteklerinin harca tabi olmayacağı-
Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde kendisi için nafaka ve tazminat istemediğini beyan etmiş olup; söz konusu feragat beyanından sonra davacı- davalı kadın vekili bu kez 24.09.2010 tarihli dilekçesinde tedbir ve yoksulluk nafakası talebinde bulunduğundan davacı-davalı eş yararına istek tarihi olan 24.09.2010 tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-