8. HD. 04.12.2017 T. E: 2015/14016, K: 16089-
8. HD. 04.12.2017 T. E: 2015/14015, K: 16088-
8. HD. 04.12.2017 T. E: 2015/14025, K: 16086-
Mülkiyet hakkını tescilden önce kazanan tarafın tasarruf hakkını ancak tescille elde edebildiği durumda davacının taraf olmadığı kararın kesinleştiğini bilmesi ve bu duruma göre önalım hakkını kullanılmasının beklenilmesi TMK.nın 1020. maddesinde düzenlenen "Tapu sicilinin açıklığı" ilkesine de aykırılık oluşturup tescile ilişkin bildirim yapılmayan davacı, payın davalı adına tescilinden sonra iki yıl içinde dava açtığından hak düşürücü süre geçmediğinden davacıya çekişme konusu payın dava tarihindeki bedeli ile tapu harç ve masraflarından oluşan önalım bedelini depo etmesi için uygun bir süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerhi tarihinden itibaren yasal beş yıllık süre geçtiği halde sicilden terkin edilmediği için, satış vaadine ilişkin bu şerhi görerek taşınmazı satın alan davalının iyiniyetli temellük eden olduğunu kabul etmenin olanaklı olmadığı ve davacının 4721 sayılı kanun mad. 716 gereğince açtığı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini istemekte haklı olduğunun gözetilmesi gerekeceği-
İpotekli bir taşınmazın devri aksi kararlaştırılmış olmadıkça borçlunun sorumluluğunda ve güvencede bir değişiklik meydana getirmeyip çekişme konusu bağımsız bölüm üzerine tesis edilen ipotek tapu siciline şerh düşülüp davacı tarafından bizzat anılan ipotek ile yükümlü olarak resmi şekilde satın alındığından hile hukuksal nedenine dayalı satış sözleşmesinin feshi ve tazminat isteklerine ilişkin davanın reddi gerektiği-
Davaya konu olayda davalı, davacının taraf olmadığı bir hüküm ile dava konusu taşınmazda bir pay edinmiş olup satış, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanacağından davacı, dava konusu payın davalı adına tescil edildiği 12.12.2011 tarihinden sonra 11.12.2013 günü davayı açtığından TMK.nın 733/son maddesinde açıklanan önalım için iki yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olmadığı-
Davaya konu olayda davalı, davacının taraf olmadığı bir hüküm ile dava konusu taşınmazda bir pay edinmiş ve davalı, hükmün kesinleştiği tarihte mülkiyet hakkını kazanmış ise de bu pay üzerindeki tasarruf hakkını tescil ile elde etmiş olduğundan, mülkiyet hakkını tescilden önce kazanan tarafın tasarruf hakkını ancak tescil ile elde edebildiği durumda davacının taraf olmadığı kararın kesinleştiğini bilmesi ve bu duruma göre önalım hakkını kullanılmasının beklenilmesi "tapu sicilinin açıklığı" ilkesine de aykırı olduğundan ve tescile ilişkin kararlar ifaya mahkumiyet hükmü içermeyip, yenilik doğurucu bir niteliği bulunması nedeniyle tescil hakkı kazanan tarafından her zaman infaz ettirilebileceği ve bu durumda önalım için belirlenen sürelerin dolmasından sonra hükmün infazının yapılması hakkın kötüye kullanılmasına yol açabileceği- Ayrıca, TMK’nın 732.maddesi gereğince önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup bu hakkın kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin kurulması yeterli değildir. Satış, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanır. Davacı, dava konusu payın davalı adına tescil edildiği 12.12.2011 tarihinden sonra 11.12.2013 günü bu davayı açtığından TMK’nın 733/son maddesinde açıklanan iki yıllık hak düşürücü süre geçmiş değildir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Önalım nedeniyle payın adına tesciline ilişkin davaya konu olayda davalının, davacının taraf olmadığı bir hüküm ile dava konusu taşınmazda bir pay edindiği; davalının, hükmün kesinleştiği tarihte mülkiyet hakkını kazanmışsa da bu pay üzerindeki tasarruf hakkını tescil ile elde etmediği, mülkiyet hakkını tescilden önce kazanan  tarafın tasarruf  hakkını ancak tescil ile elde edebildiği durumda davacının taraf olmadığı kararın kesinleştiğini bilmesi ve bu duruma göre önalım hakkını kullanılmasının beklenilmesinin TMK'nın 1020. maddesinde düzenlenen "Tapu sicilinin açıklığı"  ilkesine aykırı olduğu- TMK'nın 732. maddesi gereğince önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup bu hakkın kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin  kurulmasının  yeterli olmadığı,  satışın, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanacağı- Davacı, dava konusu payın davalı adına tescil edildiği tarihten sonra iki yıllık hak düşürücü süre geçmeden dava açıldığından önalım davasının esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor