İlamın takip talebine uygun şekilde tavzihi ile, "borçluların müteselsil sorumluluğuna" hükmedilerek dayanak ilamın takip talebine uygun hale geldiği anlaşıldığından takibin iptaline ilişkin başvurunun reddi gerektiği- Mahkemece "icra emrinin düzeltilmesine" karar verilmişse de, istinaf başvurusunun esastan reddedilmesine ilişkin kararın bozulması gerektiği-
Tapu iptal ve tescil davasının kabul edilmemesi halinde tazminata karar verilmesi talebiyle açılan terditli davada mahkemece tazminata hükmedilse de, temelde dava, gayrimenkulün aynına taalluk ettiğinden ilamın kesinleşmeden icra takibine konulamayacağı-
Alacaklı vekilinin alacağın ödenmesine ilişkin başvurusunun borçlu Kurum’a tebliğ edildiği tarihe göre, alacaklının 30 günlük süre geçtikten sonra takip başlattığı anlaşıldığından, 2577 sayılı Kanun'un 28/2. maddesi gereği 30 günlük süre geçmeden icra takibi yapıldığı gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
"Şirket ortaklığından çıkarılma ile çıkarılma payı ve kar payı ödenmesine" ilişkin ilamın kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyeceği-
Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminata ilişkin ilamlı icra takibinde, ilamın kesinleşmeden takibe konulduğu ve henüz kesinleşmiş bir karar olmadığı anlaşılmış olmakla; 7176 sayılı Kanunun 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanunu'na eklenen geçici 14. maddesi gereğince; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takiplerinin kesinleşmiş mahkeme kararı, icra dosyasına ibraz edilinceye kadar durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit davası neticesinde verilen hüküm herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK mad. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamayacağı, arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek nitelikte olmalarına rağmen ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı-
Alacaklı tarafından başlatılan kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminata ilişkin ilamlı icra takibinde; takip dayanağı ilamın kesinleşmeden takibe konulduğu anlaşıldığından, 7176 sayılı Kanun’un 21. maddesi gereğince; anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takiplerinin, kesinleşmiş mahkeme kararı icra dosyasına ibraz edilinceye kadar durdurulmasına karar verilmesi gerekeceğinden mahkemece, kesinleşmiş mahkeme kararı ibraz edilinceye kadar durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 14. maddesi gereğince, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, kesinleşmemiş mahkeme kararlarına dayanılarak başlatılan icra takiplerinin kesinleşmiş mahkeme kararı icra dosyasına ibraz edilinceye kadar durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Acentaya vekil sıfatıyla icra emri çıkarılması yerinde ise de borcun tahsiline yönelik olarak acentanın malları üzerine doğrudan haciz işlemi uygulanamayacağı-
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlular tarafından takibin dayanağı olan kararın vekalet ücreti yönünden onandığına ilişkin icra emrinde yer alan bildirimin, icar takip tarihinden önce bozularak ortadan kalktığı iddia olunduğu için bu şikayet hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-