"Müvekkilinin alacağının işçi alacağı olduğunu" İİK. mad. 89/1 uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesinde belirtmemiş olan davacı avukatın bu ihmali sebebiyle İİK. mad. 140 ve 206'daki ayrıcalıktan yararlanamayan ve "işçi alacağı", diğer alacaklar statüsünde kabul edilen davalının, davacı avukatı azletmesinin haklı kabul edileceği- Haklı azil halinde, ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği-
Avukatın azli halinde ücretin tamamı verileceği, şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmeyeceği- Azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkilin avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü olmadığı- İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan alacağının mahkemede dava ederek haklı çıkması gerektiği- Alacağın likit ve belli olması da gerektiği-
Davacı avukatın, aleyhine icra takibi yaptığı şirket ve bağlı kuruluşunun vekili olarak duruşmalara katıldığından, "aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmeyi ve mütalaa verilmesini" işin reddi sebebi olarak düzenleyen Av. K. mad. 38'e ayıkrı hareketiyle, müvekkilin güvenini sarsmış ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmış olacağı ve buna dayanılarak yapılan azil haklı olacağından, avukatlık icra takibine konu itirazın iptali davasının reddi gerekeceği-
Masrafları kendisinin yaptığını iddia eden davacı avukatın bunu kanıtlaması gerektiği; aksi takdirde bu masrafların davalıdan peşin olarak alınmış olduğunun kabul edileceği- icra dosyasında yasal süreler içerisinde satış istenmemesinden dolayı menkul ve gayrimenkul hacizlerinin düştüğü, düşen hacizlerin yenilendiği ancak yine satış istenmediği, takiplerin düştüğü, sonra yenilendiği, ancak herhangi bir tahsilatın yapılmamış olduğu, davalı tarafından davacı avukatın vekalet görevinin gereklerini tam ve sağlıklı olarak yerine getirmediği anlaşıldığından, avukatın haklı olarak azledildiğinin kabul edileceği- Haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceğinden, mahkemece, azil tarihi itibariyle davaya konu yapılan icra dosyalarından sonuçlanıp, kesinleşen bulunmadığından haklı azilden dolayı davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde, müvekkilin avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü olmadığı, avukatın bu durumda ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebileceği; haksız azil halinde ise avukatın, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahip olduğu- Davacı avukat ile davalıya velayeten babası tarafından ortaklığın giderilmesi davası ile ilgili olarak düzenlenen avukatlık ücret sözleşmesinin bağlayıcı olduğu ve bu kişiler arasında geçerli olduğu; buna göre azilden önce sonuçlanan ortaklığın giderilmesi davası ile ilgili olarak davalı yönünden taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre davacının sadece akdi vekalet ücreti talep ettiği de dikkate alınarak gerekirse bilirkişi marifetiyle hesaplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken sadece maktu vekalet ücretine  verilmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçi avukatların icra dosyalarına konu vekâlet ücretlerinin, Avukatlık Kanunu'nun 166/2. maddesi uyarınca şikayetçi avukatların çalışması sonucunda, müvekkil yararına, ilam gereğince tahsil edilecek para üzerinde rüçhan (imtiyaz) hakkı bulunduğu,- Şikayet olunan Vergi Dairesi'nin ilk sıradaki alacaklı ile iştirake şikayet etmemesi nedeniyle alacağının 6183 s. K. mad. 21/2, ikinci cümlesindeki alacaklardan olmadığının kabulü gerektiği- İcra Mahkemesince haciz işlemiyle ilgili icra memur işlemine şikayet üzerine karar verildiği, diğer anlatımla, sıra cetveline şikayet ile ilgili kesin hüküm bulunmadığı, şikayetin sıraya yönelik olduğu, yeni yapılacak sıra cetvelinin tebliği üzerine şikayet olunanlarca vekalet ücretinin Avukatlık Kanunu'nun 174/2. maddesi uyarınca haklı azil nedeniyle doğmadığı ileri sürülerek, sıra cetveline itiraz davası açılabileceği, bu aşamada azlin haksız olduğunun şikayetçilerce ileri sürülmesinin mahkemenin görevini etkileyemeyeceği ve sonuca bir etkisinin bulunmadığı- Öncelikle şikayetçi avukatların rüçhanlı avukatlık ücretlerinin ayrılması, kalan paranın birinci sırada yer alan haciz sahibi şikayet olunan A.Ş ile Vergi Dairesi arasında garameten paylaştırılması gerektiği- Şikayetçi avukatların dayandığı vekalet ücreti alacağının esas ve miktarı ile ilgili itirazların yeni yapılacak sıra cetvelinin tebliği üzerine şikayet olunanlarca süresinde asliye hukuk mahkemesinde açılacak sıra cetveline itiraz davasında çözümleneceği, bu şikayetin sadece sıraya ilişkin olduğu ve miktara ilişkin bir itiraz içermediği-
Azlin haksız olduğunun kabul edilmesi halinde, avukatlık ücret sözleşmesinde kararlaştırılan ücrete hükmedilmesi gerekeceği-
"Davacı avukat tarafından takip edilen dosyada tarafların sulh olmaları halinde avukatın ve hukuk müşavirinin vekalet ücretinin hangi meblağ üzerinden hesaplanacağı" konusunda, sulh olunan miktar belli değilse; mahkemece gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, sulh olunan miktar tespit edilemezse vekil ile vekil eden arasında varsa yazılı sözleşme hükümleri gereğince, sözleşme yok ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesi gereğince harcı ödenen dava değeri üzerinden vekalet ücreti hesaplanması gerektiği- Davacı avukatın da imzasının bulunduğu bir sulh sözleşmesi bulunmadığına göre eldeki davada gerçek sulh miktarının tespit edildiğinden bahsedilemeyeceği ve bu durumda davacı tarafa ödenecek olan vekalet ücretlerinin, davacı avukat tarafından Ticaret Mahkemesinde açılan dava ve bu dava ile birleştirilen davanın harçlandırılmış müddeabihi üzerinden hesaplanarak, tespit edilecek meblağ yönünden takibin devamına karar verilmesi gerektiği-
Azlin haklı olduğunun kabul edilmesi halinde, avukatın harcanan emek ve mesaisine karşılık bir ücret takdirinin yerinde olmayacağı-