Çift taraflı talilde ispat külfetinin yer değiştirmeyeceği- Dava konusu bonoda "nakden" kaydı olup gerek davacı ve gerekse davalı bononun alım satım ilişkisi sebebiyle düzenlendiğini ifade ettiklerine göre; bu durumda çift taraflı talilin söz konusu olduğu dikkate alınarak ispat yükümlülüğünün davacı borçlu üzerinde olduğunun kabül edilmesi gerektiği-
Kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitini isteyen davacının sözleşme gereğini yerine getirdiği ve borçlu olmadığını senetle ispat etmesi gerektiği-
Dava konusu bonoda "malen" kaydının bulunmasına karşın senet alacaklısının taraflar arasında mal alım/satım ilişkisi olmadığını beyan ettiği gibi bu şekilde bononun düzenlenme sebebini talil ettiği dikkate alınarak ispat yükümlülüğünün davalı alacaklının üzerinde olduğunun kabül edilmesi gerektiği-
Komisyonculuk sözleşmesine dayalı ücretin ödemiş olmasına rağmen takip başlatıldığı dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine ilişkin davada, davalı, davacıdan parayı aldığını ancak aldığı paranın komisyonculuk sözleşmesine ilişkin olmadığını iddia ettiğinden, 'başka bir alacak iddiasını' ispatlama yükümlülüğünün 'davalı tarafa' ait olduğu-
İmzalı boş belgenin anlaşmaya aykırı doldurulduğunun yazılı ve usulüne uygun belge ya da davalının beyanı ile ispat edilebileceği-
Davalı-alıcının, "matbu ve boş olarak imzaladığını belirttiği tellallık sözleşmesine davaya konu taşınmazın adresinin sonradan eklendiği" iddiasının "tanık" ile ispatlanamayacağı- Taşınmazın tellalı saf dışı bırakılması suretiyle alınması hâlinde tellallık ücretinin cezası ile birlikte ödeneceğine ilişkin hükmün (TBK. mad. 20) "genel işlem koşulu" olark kabul edilemeyeceği, anılan kararlaştırmaların "sözleşme serbestisi" ilkesi çerçevesinde geçerli ve tarafları bağlayıcı olduğu- Tellal ile yapılan sözleşmeye rağmen, tellalın saf dışı bırakılması suretiyle taşınmaz maliki ile irtibata geçilerek taşınmazın satın alındığı anlaşıldığından, davaya konu sözleşmenin geçerli olduğu ve anlaşmaya aykırı doldurulduğunu davalının ispatlayamadığından davacı tellalın sözleşme gereği alacağa hak kazandığı-
Somut olayda; taşınmazın gezdirilmesi, gösterilmesi tellallık amacıyla ve buna bağlı hukuki sonuçların doğması iradesiyle yapıldığından, hukuki işlemin içindeki maddi vakıa oldukları, hukuki fiil olmadıkları anlaşıldığı- Bu durumda, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede davaya konu taşınmazın gezdirildiği, gösterildiği belirtilmesine karşın aksinin tanıkla ispatının kabul edilemeyeceği- Davalı matbu ve boş olarak imzaladığını belirttiği sözleşmeye sonradan davacı tarafından davaya konu taşınmazın bilgilerinin eklenmiş olduğunu iddia ettiğine göre, sözleşmenin taraflar arasındaki anlaşmaya uygun bir şekilde doldurulduğunun karine olarak kabul edilmesi, hukuki işlem olan bu durumun aksini ise yani iradesine aykırı doldurulduğunu ancak yazılı delille davalının ispatlaması gerektiği-
Dava konusu senet üzerinde "malen" kaydı olup, davalı alacaklının davacı borçluya borç para verdiğini iddia ettiği- Bu şekilde senedin düzenlenme sebebinin davalı alacaklı tarafından talil edilmiş olup ispat yükümlülüğünün alacaklının üzerine geçtiği-
Hukuki uyuşmazlıklarda ispat yükünün doğru tayin edilmesinin sağlıklı karar sürecinde anahtar rol işlevini üstlendiği- Menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükünün alacaklı olduğunu iddia eden davalı tarafta olduğu- Ne var ki davaya konu alacak kambiyo senedinde kaynaklanıyorsa HMK 201. madde gereğince senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıran veya azaltan hukuki işlemlerin kesin delillerle ispatının gerektiği- Uygulama ve doktrinde “alonj, poliçenin arkasına eklenen düz kağıt tanımlamasına karşın, şekli konusunda herhangi bir düzenleme ve açıklama bulunmamaktadır. Alonj poliçenin arka yüzünün devamı niteliğinde olması nedeniyle, senet ile alonj arasındaki ilişkinin sadece fiziki bir ilişki olmadığı, alonjun basit bir kağıt parçası olmayıp senedin bir parçası haline geldiği; senedin arka yüzünde yer kalmaması halinde, cironun alonj üzerine yapılarak zincirin devam etmesini sağlayan belgedir.” şeklinde tarif edildiği-
Kızın annesine karşı açtığı davada yazılı delil başlangıcı bulunmasına gerek olmaksızın, tanık dinletilebileceği- Mahkemece, karşı yanın açıkça itiraz etmediği veya yemin edeceğini bildirdiği durumlarda, dilekçede dayanılmamış olsa dahi, yemin teklifinde bulunulabileceği hususunun gözden kaçırılmasının hatalı olduğu-