Tebligat Kanunu'nun 13. maddesi ile ilgili Tüzüğün 18. maddesine göre; hükmi şahıs adına tebliği alacak kişinin işyerinde bulunmama sebebinin tebligat mazbatasına yazılmamış olması nedeniyle tebligatın geçerli olduğundan söz edilemeyeceği-
Borçlunun tespit edilen adresine tebligatın gönderilmesi gerekirken belirlenen adresin üzerinin karalanması suretiyle tebligat evrakının tahrif edilmesi ve ticaret sicilindeki adrese TK.nun 35.maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğu-
Alacaklı vekilinin vekâletnamesini takip dosyasına sunarak itiraza konu icra takibini başlattığı, borçlunun icra mahkemesine sunduğu itiraz dilekçesinde davalı olarak alacaklının ve vekilinin gösterilmesine rağmen mahkemece tebligatın asile yapılarak taraf teşkilinin sağlanmaya çalışıldığı ve bu haliyle alacaklı tarafın savunma hakkının kısıtlandığı-
Takipte ipotek veren sıfatıyla taraf olan şikayetçiye satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olacağı-
Tebligat muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine gönderiliyorsa bu hususun tebliğ evrakı üzerine yazılması gerekeceği-
Mahkemece borçlunun, takip konusu çeke ilişkin olarak karşılıksız çek keşide etmek suçundan şüpheli sıfatı ile ifadesinin alındığı ve icra takibini ve usulsüz tebliği öğrendiği kabul edilerek sonuca gidilmiş ise de dosya içinde mevcut ifade zaptının incelenmesinde, icra takibinden bahsedilmediği ve borçlunun icra dosyasına ilişkin her hangi bir beyanının bulunmadığı belirlenmiş olduğundan belirtilen tarihte borçlunun icra takibin ve usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulünün mümkün olmadığı-
Tebligat Kanunu’nun 35/2 maddesinde de adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin, tebliğ tarihi sayılacağı-
Usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacağı, bunun için muhatabın, tebliği öğrendiğini beyan etmesi ve tebliğden yeni haberdar olduğunu bildirerek tebliğin usulsüzlüğünü şikayet etmesi gerekeceği-
Borçlu kooperatarif vekilinin şikayeti, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik olup, bu iddia mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilmesinin usule aykırı olduğu-