Tanıklarının sözlerinin bir kısmı evlilik birliğinin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olması ve bir kısmının sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olması karşısında, boşanma davasının reddi gerektiği-
"İlk eşinden olma ergin çocukları ile iletişimi keserek onları evden kovduğu" vakıasına davacı kadın tarafından dilekçeler aşamasında usûlüne uygun olarak dayanılmadığından bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği- Davalı erkeğin süresinden sonra talep ettiği maddî ve manevî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı-
Erkek tarafından sunulan dilekçenin “katılma yolu ile istinaf dilekçesi” niteliğinde olup olmadığı, harcın yatırılıp yatırılmadığı yönünde bir inceleme yapılmadan sadece kadının istinaf dilekçesi yönünden inceleme yapılmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Karar, henüz boşanma yönünden kesinleşmeden davacı vefat ettiğinden evlilik birliğinin ölümle sona erdiği ve boşanma davasının konusuz kaldığı-
Mahkeme tarafından bir sonraki celseye kadar verilen ve ihtaratı yapılarak kesin hale getirilmeyen süre içinde ibraz edilen ıslah başvurusunun zamanında yapıldığının kabulünü gerektireceği- Dinlenilen tanıkların yeniden dinlenilmeyip ıslah çerçevesinde değerlendirilmesinin usul ekonomisi düşüncesi ile hatalı olmadığı- Dava dilekçesinde herhangi bir delil bildirmeyen davacı kadın davasını ıslah etmiş olup sadece ıslah dilekçesi ile ileri sürdüğü yeni vakıalara yönelik delil bildirebileceği- Davacı kadın ıslah dilekçesinde “fiziksel ve psikolojik baskı” demek suretiyle dava dilekçesinde olmayan fiziksel baskı (şiddet vakıasına) dayandığından, ıslah ile dayanılan bu vakıa yönünden, bildirdiği ve dinlenilen tanık beyanları ile birlikte inceleme yapılmasına karar verilmesi gerektiği-
Bölge adliye mahkemesince tarafların tüm istinaf başvuruları yönünden hüküm kurulması gerektiği-
İlk derece mahkemesince davalı-davacı erkeğin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği, eşine hakaret edip, şiddet uyguladığı bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurlu olduğu gerekçesiyle karar verilmiş olup, davalı-davacı erkek tarafından bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, ilk derece mahkemesince davalı-davacı erkeğe yüklenen kusurun istinaf edilmeksizin kesinleştiği, Bölge adliye mahkemesi kararında da açıklandığı üzere, davacı-davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurlu olduğu hususu ise ispat edilemediğinden, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-davacı erkek tam kusurlu olup, istinaf edenin sıfatı ve davacı-davalı kadın yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu hususları gözetilerek asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerektiğinden mahkemece, kadının, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanmaya karar verilmiş ise de; dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olup, bir kısım vakıalara ise erkek tarafından dayanılmadığı ve toplanan delillerden kadının kusurlu olduğu kanıtlanamadığından davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
İbraz edilen anlaşmalı boşanma protokolü uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği-
Boşanma davalarının kendine özgü bu niteliğinin bir neticesi olarak ilk derece mahkemesince verilen boşanma hükmünün feri sonuçlarından birine yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine, istinaf başvuru dilekçesi kendisine tebliğ edilen karşı taraf daha önceden istinaf kanun yoluna başvurusu olup olmadığına bakılmaksızın ve karşı tarafın da istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın katılma yoluyla boşanma davasını bütün yönleriyle istinaf edebileceği-