Menfi tespit talebi ve itirazın iptali istemi- Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki- Hükmün tashihi-
Mahkemece, bir kısım borçluların icra emrine yönelik şikayetlerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, kendilerine muhtıra gönderilen borçlular ......., .......... ve .................’ye gönderilen muhtıraya yönelik şikayetin değerlendirilmesinde; kesinleşmiş olan yerel Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ilamının hüküm kısmı dikkate alınarak tanzim edilen, ............ tarihi itibariyle dosya hesabının yapıldığı ............... tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olduğundan, bu rapora göre karar verilmesi gerekirken; ilam hükmü yorumlanarak, takibe dayanak ilamdaki alacak miktarını miras hisselerine göre hesaplayan .............. tarihli bilirkişi raporu esas alınarak sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu- Sadece şikayetçi borçlular yönüyle hüküm kurulması gerekirken, şikayete konu muhtıra adı geçen ancak iş bu muhtıraya karşı şikayet yoluna başvurmayan diğer borçlular yönüyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan olgunun mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği- Bozma ilamında belirtildiği üzere, sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan cezai şart bedeli üzerinden indirim yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Toplu iş sözleşmesinden faydalanmasıyla birlikte toplu iş sözleşmesinin işçiler lehine getirdiği akçalı menfaatlerden (giyim yardımı, gıda yardımı, yemek yardımı, ikramiye, ilave tediye gibi) de yararlanmasının mümkün olduğu- Bozma ilâmı doğrultusunda bilirkişi raporu alınarak işçinin toplu iş sözleşmesinden yararlanması ile birlikte gelirinde artış olup olmadığının karşılaştırma yapılarak ve denetime elverişli bir şekilde tespit edilerek sonuca gidilmesi gerektiği- Bozma gerekleri yerine getirilmeden ve gerekçesiz olarak verilen kararın hukuki dinlenilme hakkının (adil yargılanma hakkının) ihlali niteliğinde olduğundan bozmayı gerektirdiği-
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda..
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda..
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan olgunun mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği ve bu ilkenin kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerektiği ve hakimin değişmesinin 'usuli kazanılmış hak' ilkesine etki yapamayacağı- Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde hüküm, temyiz edenin aleyhine bozulamayacağı gibi Yargıtay'ın temyiz eden tarafın lehine verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de temyiz eden tarafın bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremeyeceğinin "aleyhe hüküm verme yasağı" olduğu-
Kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurmak zorunda olduğu-
Hükmün gerekçesinde davacının ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı olduğu kabul edildiği hâlde gerekçede belirtilenden farklı olarak hüküm fıkrasında; “Fazlaya ilişkin taleplerin reddine” şeklindeki ibare ile söz konusu alacağın reddine hükmedilerek kararın açıklanan gerekçesi ile kurulan hüküm sonucu arasında çelişki meydana getirilmesinin hatalı olduğu- Bozma öncesi davacının talebi gözetilerek dava konusu alacakların brüt miktarlar üzerinden hesaplanarak hüküm altına alındığı, alacakların brüt olarak hükmedilmesinin bozma konusu yapılmadığı gözetilmeden uyulmasına karar verilen bozma ilâmının gereğinin yerine getirilmesi için resen yapılan hesaplamada, dava konusu fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının net tutarlarının tespit edilerek hüküm altına alınmasının isabetli olmadığı-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan çelişkinin tek başına bozma sebebi oluşturacağı-