İlk derece mahkemesince istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına kararı verilmeksizin dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine sevkedilmesi halinde bu yöndeki kararın Bölge Adliye Mahkemesince de verilebileceğine ilişkin bir kanun hükmünün bulunmadığı, bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, kendisine anlatılan şekilde intikal eden dava dosyaları bakımından HMK’nın 352. maddesi uyarınca başvuru şartlarının yerine getirilmediğinin saptanması halinde verilmesi gerekli kararın, dava dosyasının ilk derece mahkemesine geri çevrilmesi ve HMK’nın 344. maddesi çerçevesinde yasa gereğinin takdir ifasının talep edilmesi ile sınırlı olduğu, tüm bu sebeplerle, Bölge Adliye Mahkemesi'nce verilen istinaf isteminin yapılmamış sayılmasına dair kararının yerinde olmadığı-
Başvurma harcı ve istinaf karar harcı yatırılarak hüküm istinaf edildikten sonra, bölge adliye mahkemesince asıl dava yönünden harcın eksik olduğu tespit edildiği halde yatırılmayan harçlar yönünden HMK md. 344/1 gereğince başvuran tarafa kesin süre verilerek, harcın tamamlanması aksi halde asıl davaya yönelik başvurudan vazgeçmiş sayılacağının bildirilmesi, verilen kesin süre içinde eksik harç tamamlanmamış ise başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bu yüzden işlem tesis edilmemiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu- Bölge adliye mahkemesinin maddi vakıa denetimi bakımından istinaf sebepleri ile bağlı olduğu gibi aynı zamanda hukukilik denetimi de yapmak durumunda olduğu, hukukilik denetimi bakımından ise istinaf sebepleri ile bağlı olmadığı-
HMK'nın 352/1-ç maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak ön incelemede başvuru şartlarının yerine getirilmemesi halinde, gerekli kararın verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de lüzumlu karar, HMK'nın 344. maddesi gereğince karar verilmek üzere dosyanın İlk derece mahkemesine iadesi kararı olup bu şekilde davalıya iki aşamalı kanun yolunun önü açılmış olacağı-
Vasiyetnamenin tenfizine dair verilen hükmün yargılamanın iadesi yolu ile yenilenmesi istemi- Mahkemece davacı vekiline çıkartılan tebligat, avukatın daimi çalışanına tebliğ edilmiş ise de SGK'nın 30.04.2018 tarihli yazısından anlaşıldığı üzere tebliğin yapıldığı tarihte avukatın bürosunda SGK'ya kayıtlı çalışan olmadığı anlaşıldığından tebligatın usulsüz olduğu-
Adli yardım talepli temyiz isteminde, davacının adli yardım talebi Hukuk Genel Kurulunca reddedildiğinden temyiz harçlarının yatırılması için davacıya bir haftalık kesin süre içerisinde temyiz harçları yatırılmadığından davacı tarafın temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği-
istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile istinaf karar harcının yatırıldığından, istinaf başvurusu incelenmek üzere kararın bozulması gerektiği-
İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderlerin ödeneceği- Somut olayda, her ne kadar ilk derece mahkemesince alacaklı yana harç ve giderler hususunda muhtıra çıkartılmış ise de akabinde usulüne uygun olmayan bir şekilde "harçtan muaf olunması sebebiyle harç alınmasına yer olmadığına" şeklinde derkenar verilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, karar verildiği dolayısıyla alacaklı yanın harcı bu karara binaen tamamlamadığı, alacaklının kanun yoluna başvuru harcının ödenmesi konusunda muafiyet veya istisnası bulunmadığı nedenle Bölge Adliye Mahkemesince davalı alacaklıya, kanun yolu harcının kesin sürede ödenmesine ilişkin usulüne uygun ve meşruhatlı muhtıra tebliğ edilmek suretiyle gerekli harç ve tebliğ giderlerini yatırması için bir haftalık kesin süre verilmesi, verilen kesin süre içinde harç ve giderlerin tamamlanması halinde, istinaf başvurusunun incelenmesi aksi halde istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davalı vekiline eksik temyiz giderlerinin tamamlanması için çıkarılan muhtırada masrafın yatırılacağı yer tereddüde yol açmayacak şekilde “mahkeme veznesi” olarak gösterilmesi gerekirken “dosyamıza yatırılması” ibaresinin kullanıldığı, bu ibarenin hatalı olduğu zira, bir işlemin tamamlanmasının ancak o işlemin yapılacağı merci önünde olacağı, mahkemenin muhtıra yazısının bunu sağlamaya yeterli olmayıp, temyiz edeni yanıltacak mahiyette olduğu, bu nedenle muhtıra geçersiz olup, daha sonra davalı vekili tarafından yatırılması gereken temyiz harcının tamamlandığı, buna göre; geçersiz muhtıraya istinaden kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmesinin isabetli olmadığı- Dosya kapsamından anlaşılamadığından, mahkemece, kendilerine ait şirketlerin olup olmadığı, varsa bu şirketler arasında bir ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı hususları araştırılarak sonucuna göre davalı 3. kişinin davalı borçlunun İİK. 280. madde kapsamında alacaklıya zarar verme kastıyla taşınmazını sattığını bilebilecek kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Ek karara dayanak tebligatta; mahkeme mührü, hakiminin sicil ve imzasını taşımayan tebligat parçasının üstüne “İHTAR ... işlem muhtırasının tebliğ tarihinden itibaren HMK’nun 344. maddesine göre bir haftalık kesin süre içinde dosyamıza yatırılması, aksi halde istinaf isteminden vazgeçme sayılacağına karar verileceği ihtar olunur.” denilmiş, yatırılması gereken tutarın 44,40 TL istinaf karar harcı ve 15.H.D. 150,00 TL istinaf avansı olduğu belirtilmiş olduğundan, Ek karara dayanak tebligat üzerindeki söz konusu açıklamalar yasanın aradığı yönteme uygun olmadığı gibi muhtıranın hakim tarafından verildiği de kabul edilemeyeceğinden, usulüne uygun bir muhtıranın varlığından söz edilemeyeceği-
Temyiz dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa; kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinin, temyiz dilekçesinin reddine karar verip, HMK'nun 344. maddesine göre; yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ edeceği, temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmişse de; 01.06.1990 tarih 1989/3 Esas, 1990/4 sayılı İBK gereğince, dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından da temyiz talebinin reddine karar verilebileceği, ayrıca; bu İBK, HUMK hükümleri nedeniyle verilmiş olsa da; HMK’daki benzer düzenlemeler de aynı yorum ve sonucu doğurduğu için HMK hükümlerine göre temyiz yönünden de uygulanması gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor