Borçluların takibin kesinleşmesinden sonraki aşamada teminat amacı ile boş imzalayıp alacaklıya verdikleri senedi alacaklının antlaşmaya aykırı olarak doldurup takibe koyduğunu, Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulunmaları üzerine sulh ceza mahkemesince alacağı temlik eden A. K.. hakkında bedelsiz senedi kullanmak suçundan dava açıldığını ileri sürerek icra müdürlüğünden takibin durdurulmasını talep ettikleri talebin kabulüne ilişkin kararın alacaklı tarafından şikayet konusu yapılmış olup şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının, borçlunun şirketinde çalıştığı dönemde, borçlu tarafından çeşitli amaçlarla alacaklıya verilen imzalı boş A-4 kağıtlarını, alacaklının bono haline getirerek hakkında takibe giriştiği, bu şekilde açığa atılan imzanın kötüye kullanıldığı ileri sürülerek takibin iptalinin talep edildiği, senet altında muteriz borçluya atfen atılı bulunan imzanın ise inkar edilmediği; borçlunun bu iddiası borca itiraz niteliğinde olup, icra mahkemesinin bu itirazı incelemekle görevli olduğu, borçlunun borcunun olmadığına ilişkin ileri sürdüğü sebep, icra mahkemesinin görevini tayinde belirleyici bir unsur olmadığı, İİK'nun 169/a ve 170/a maddeleri kapsamında; borçlunun itirazının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yürütülen sahteciliğe ilişkin soruşturma gerekçe gösterilerek, HMK'nun 209. maddesi uyarınca anılan soruşturma sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
'Takip konusu senedin sahteliği’nin iddia edilmesi (senetteki yazı veya imzanın inkar edilmesi) halinde, HMK.’nun 209/(1) maddesi uyarınca takibin durup durmayacağı-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin HMK 209. madddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı-
Uyuşmazlıkta keşidecinin bir imza inkarı söz konusu olmadığından, uyuşmazlığa HMK'nın 209. maddesi hükmünün uygulanamayacağı, ayrıca çekteki banka yazısı sadece keşideci ile ilgili olup, müracaat borçluları durumunda bulunan lehdar ve ciranta yönünden de, bir "imza sahtelik iddiası"nın dahi söz konusu olmadığı, bu itibarla, mahkemenin ihtiyati haciz talebini red gerekçesinin yerinde olmadığı-
Mahkemece sahtelik iddiası ile ilgili ceza davası açılmış ise tahkikat sonucunun bekletici mesele yapılarak ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının varılacak sonuca göre çözümlenmesi gerektiği-
Hukuk hakimi ceza davasında verilecek mahkumiyet kararı ile bağlı olup, beraat kararı verilmesi halinde ise ceza hakiminin sabit kabul ettiği olgularla bağlı olduğu, bu nedenle davalı hakkında sahtecilikle ilgili açılan ceza davasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İmzaya itiraz İİK.'da özel olarak düzenlendiğinden İİK. mad. 170'in uygulanacağı; imzanın inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan HMK. mad. 209'un uygulanamayacağını, bu maddenin sahtelik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması durumunda uygulanacağı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine konu edilen senedin imza inkarı nedeni ile sahteliğinin iddia edilmesi halinde İİK.nun 170/1.maddesi uyarınca satış dışında hiçbir takip işleminin durmayacağı, borçlu vekilince yapılan suç duyurusunda, 'senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığı', 'senedin sahtecilik yoluyla elde edildiği', 'senetteki imzanın borçlunun eli mahsulü imiş gibi görüntüsü kazandırılarak düzenlenen sahte belge olduğu' açık bir suretle ifade edildiğinden, borçlu tarafından yapılan şikayetin konusu takip dayanağı bononun imza inkarına ilişkin olduğu ve borçlunun bu iddiasının HMK. mad. 209 kapsamında sahtelik iddiası niteliğinde olmadığı ve bu iddia kapsamında yapılan ceza soruşturmasının da, takibin durdurulmasını gerektirmeyeceği-
İcra takibine konulan senedin sahteliği iddiası ile açılmış olan menfi tespit davasında HMK. mad. 209 uyarınca takibin teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesinin talep edildiği, icra takibine konu bonodaki imza inkar edildiğinden, HMK. mad. 209/I gereğince icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
İmzaya itiraz İİK.'da özel olarak düzenlendiğinden İİK. mad. 170'in uygulanacağı; imzanın inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan HMK. mad. 209'un uygulanamayacağı, bu maddenin sahtelik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması durumunda uygulanacağı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine konu edilen senedin imza inkarı nedeni ile sahteliğinin iddia edilmesi halinde İİK.nun 170/1.maddesi uyarınca satış dışında hiçbir takip işleminin durmayacağı, sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene  dayanması halinde ise HMK. mad. 209/1'in amir hükmü gereği icra takibinin olduğu yerde duracağı, bunun için sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü mahkemece ayrıca tedbir kararı verilmesinin gerekmediği, borçlu tarafından icra dairesine başvurulması halinde icra müdürlüğünce anılan madde uyarınca sahtelik davası sonuna kadar icra takibinin durdurulması gerekeceği, borçlu tarafından doğrudan icra mahkemesine de başvurulabileceği gibi hakimin de HMK. mad.209/1'u re’sen nazara alması gerektiği; icra mahkemesine sunulan başvuru dilekçesinde takibe konu edilen senetteki imza ve yazıların borçluya ait olmadığı iddia edilmiş, yargılama sırasında boş kağıda imza attırıldığı belirtilerek bu hususta İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sahtecilik nedeniyle şikayette bulunulduğu bildirilmiş, açık bono düzenlenmesine Ticaret Kanunu'nda imkan verilmiş olup, dayanak senetteki yazıların keşideci borçlunun elinden çıkmamasının senedin sahteliği sonucunu doğurmayacağı, boş olarak imza atılan kağıdın senet olarak düzenlendiği iddiasına da, takibe konu senedin matbu olarak düzenlenmiş olması nedeniyle itibar edilemeyeceği, bu hususun, açık olarak düzenlenen bononun sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası olarak değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece dayanak senetteki imzanın borçluya ait olduğu belirlenmiş ve borçlu vekili temyiz dilekçesinde boş kağıda imza atıldığını kabul etmiş olduğundan ve borçlunun senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu da yazılı delille ispat edememiş olması karşısında  borçlunun imzaya itirazının İİK. mad. 170 kapsamında incelenerek itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-