Satış için davalı tarafından vekalet verildiği ve bu vekalete istinaden satışın yapıldığı tapu satış senedi ile sabit olup aksi kesin deliller ile ispat edilemediğinden, mahkemece işin esasına girilmesi gerektiği-
Davacı tarafından 3.037,21 TL asıl alacak olmak üzere toplamda 3.366,59 TL üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine duran takip sonucu açılan bu davada ise davacı tarafından dava değerinin 3.366,59 TL gösterilerek ve harcı yatırılarak açıldığı anlaşıldığından dava değeri göz önüne alındığında Hakem Heyeti görev sınırı olan 3.300,00 TL’nin üzerinde kalmakta olup uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri görevli olduğu-
Havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmemesi halinde, gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiğinin kabul edileceği- Havalenin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği- Miktar ve niteliği itibariyle davalının açık muvafakatı olmadan tanık dinlenemeyeceğinden dinlenen tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği-
Aracın 18.500,00 TL bedelle satıldığını iddia eden davacının HMK. mad. 200 gereğince bu iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği- Davalının da ödeme olgusunu HMK. mad. 200 gereğince yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği-
İtirazın iptali davasında, davalı davacının kötüniyetli olduğunu iddia ve ispat etmemiş olduğundan, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceği-
Asıl ve birleşen davada davacı vekilince birleşen davada reddedilen kısma ilişkin bulunan iki adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalının defter kayıtlarını bu sebeple ibraz etmediği ileri sürüldüğü, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu ve asıl ve birleşen davada davacı yararına usuli kazanılmış hakkın doğduğu da gözetilerek belgenin içeriği konusunda davacının beyanının kabul edileceği sonucuna varılarak birleşen davada reddedilen kısma ilişkin iki adet fatura yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davacı şirket, davalı ile kızının düğününü gerçekleştirmek üzere yapılan sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlığın 4077 s. K. mad. 23 uyarınca tüketici mahkemelerinde bakılacağı-
Yetkili icra dairesinin neresi olduğu belirtilmeden yapılan yetki itirazının geçersiz olduğu-
Davalının cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı anlaşılmakla, bu konuda davalıya yemin yöneltmeye hakkı bulunduğu hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
HMK. mad. 6 gereğince, bir davada genel yetkili mahkemenin, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu- HMK. mad. 10 gereğince, sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu- TBK. mad. 89 uyarınca ,para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcunun alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu- Davanın davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabileceği- Dava konusu veterinerlik hizmetlerinin verildiği yer mahkemelerinin yetkili olduğu ve TBK. mad. 89 gereğince, para alacağının tahsili amacıyla açılan davada, alacaklı davacıların her ikisinin de yerleşim yeri olan mahkemeler de bu mahkemeler olduğundan, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği-