İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca kötüniyet tazminatı verilebilmesi için dava açılmasına sebep olan takibin haksız ve kötüniyetli olması gerekeceği, davacının takibinde kısmen haksız olduğu anlaşılmış ise de kötüniyetli olduğunu gösteren bir delilin olmadığı, bu nedenle mahkemece, kötüniyet tazminatının reddine karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davası, her ne kadar genel hükümler çerçevesinde yargılamaya tabi ise de davanın temelini icra takibinin oluşturduğundan ve davanın icra takibi ile ayrılmaz bir bütün teşkil ettiğinde kuşku bulunmadığı- Mahkemenin İcra Mahkemesi yerine geçerek İcra Dairesinin yetkisi konusunda bir karar verebileceğinin ve borca itirazı inceleme konusunda kendisinin yetkili olup olmadığını ancak bundan sonra karara bağlayabileceğinin kabulü, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması kuralına da uygun düştüğü- Davacının başlatmış olduğu icra takibine vaki itirazın iptalini iş mahkemesinden talep ettiği; mahkemece öncelikle yetki itirazı bir değerlendirmeye tabi tutulmalı, itirazın haksız olduğu anlaşılması halinde ise davacının taleplerinin esası hakkında bir değerlendirme yapılması gerekeceği-
Taşınmazın icra hukuk mahkemesince İİK'nun 36. maddesi hükmünce teminat olarak kabul edildiği durumda, alacaklı lehine taşınmaz üzerine ipotek konarak borçluya mehil verilmesi gerektiği- Borçlu tarafından icranın geri bırakılması kararı alınarak ilamın Yargıtay'ca onandığı anlaşılmış olduğundan, icra müdürlüğünce teminat olarak gösterilen taşınmazın paraya çevrilerek, alacaklının tüm alacağının ödenmesi gerekirken, alacaklının ipoteğin fekki ile bankalara 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebi üzerine 3. kişiye birinci haciz ihbarnamesi gönderilmesinin yerinde olmadığı-
Davacının takibe konulan asıl alacaktan takipten önce ve takip sırasında, ayrıca itirazdan dava tarihine kadarki ödemeleri mahsup ederek varsa ödenmeyen miktar için itirazın iptalini talep edebileceği-
İİK'nun 67. maddesi gereğince icra inkar tazminatına davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağ üzerinden hükmedileceği-
Kira ilişkisine dayalı menfi tespit davasında, davalı, takip konusu bononun teminat olarak verildiğini kabul ettiğine göre, davacının takip konusu bono miktarı kadar borçlu olduğunu ispatlamak zorunda olduğu, davacı-borçlunun teminat kapsamında olan borçları hesaplanarak karar verilmesi gerektiği- Kiraya verenin, kiracının ödemesi gereken elektrik ve su borcunu ödemesi halinde kiracıdan isteyebileceği- "Dava konusu alacağın % 15'i tutarında teminat karşılığında menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar icra dairesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine" dair tedbir kararı verilmiş ise de, bu kararın infaz edilmediğinden, tazminat talebinin reddine gerektiği-
9. HD. 18.06.2018 T. E: 2017/6744, K: 13131-
Davacı taraf karar kesinleşmeden kısmi dava ile istenen miktar dışında bakiye kısmını icra takibine konu ettiğini, bu durumda borca itiraz edildiğine göre kısmi davanın sonucunun beklenmesi gerekirken, yeniden prim alacağının hesaplanmasına gidilmesinin doğru olmadığı-
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekeceği, maddede belirtilen senetle ispatı gereken hususların diğer kesin delillerle de ispatının mümkün olduğu- Alacağın bankaya verilen talimatla ödenmiş olup olmadığı ve işlemiş faiz talebi alacağı bulunup bulunmadığı bakımından alacağın varlığı yargılamayı gerektirmekte olup likid bir alacak bulunduğundan söz edilemeyeceğinden davacı itirazında tümüyle haksız sayılamayacağından icra inkâr tazminatına hükmedilmesi koşulları bulunmadığı halde % 20 oranında tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davacı tarafın karar kesinleşmeden kısmi dava ile istenen miktar dışında bakiye kısmını icra takibine konu ettiği, bu durumda borca itiraz edildiğine göre kısmi davanın sonucunun beklenmesi gerekirken yeniden prim alacağının hesaplanmasına gidilmesinin doğru olmadığı-