Davalının, davacının ifa yardımcısı olan nakliye şirketinden dolayı oluşan zararı bulunduğunu iddia etmesinin mahsup niteliğinde olduğu, itiraz niteliğinde olan mahsubun, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği, zararın önce veya sonra doğmuş olmasının mahsup itirazının ileri sürülmesine engel olmayacağı, oluşan zarar üzerinde durulup, zararın olup olmadığı, zarar var ise davacı şirketin sorumlu olup olmadığı belirlenip, mahsup konusundaki açıklamalarda nazara alınarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece bozma üzerine dosya esasa kaydedilip taraf vekillerine bozmaya karşı diyeceklerini söylemek üzere 13/12/2017 tarihli celseye çağrılmışlar, davalı vekili bu celse için mazeret dilekçesi göndermiş, mahkemece davalı vekilinin mazereti hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermeden usul ekonomisinden bahisle yargılamaya devam edilerek 'bozmaya uyma kararı' verilmiş ve hüküm kurulmuşsada, mahkemece öncelikle davalının mazeretinin yerinde olup olmadığı hususunda karşı taraf vekillerinin de görüşü alındıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğinden, Ayrıca bozmaya karşı da davalı vekilinin görüşü alınmalı, HMK 186. maddesi gereğince de sözlü yargılama için gün tayin edilmelisi gerektiğinde, mahkemece bu hususlara dikkat edilmemesi, davalının hukuki dinlenilme hakkının ve temel usul kurallarının ihlali sonucunu doğurmuş olduğu-
Davalının fatura borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki haksız itiraz nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına-
Kat Mülkiyeti Kanunu'nun uygulanmasından kaynaklanan (konut sigorta sözleşmesi nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkin) itirazın iptali davasının Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği-