Paydaşlarının gaip olması nedeni ile kayyım olarak atandığı taşınmazın davalı tarafından kullanıldığı gerekçesiyle icra takibi yapmalarına rağmen davalının takibe geçerli bir nedeni olmadan itiraz ettiği ileri sürülerek açılan itirazın iptali davasında, kayyımlık davasında verilecek nihai kararın beklenmesi gerektiği-
Hizmet sözleşmesinden kaynaklanan davada, sözleşmenin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, güvenlik şirketince sağlanacak teçhizatın davalıda kalacağına bir başka deyişle davalı uhdesinde bırakılacağına dair bir hüküm bulunmadığından, bariyerlerin davacıya ait olduğu konusunda şüphe olmadığı, davalının da bariyerler ile ilgili kendisinin aldığı ya da kendisine ait olduğu gibi bir beyanı olmadığından; bariyerlerle ilgili bedel talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde inşaatın teslim tarihi ve gecikme halinde verilecek kira tazminatının miktarı belirlenmiş olduğundan mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Yabancı para cinsinden olan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin; hükmedilecek icra inkar tazminatına, yabancı paranın icra takip tarihi itibariyle geçerli olan TL karşılığı tespit edilip bu miktar üzerinden karar verilmesi gerektiği ve bu husus, 1567 sayılı Türk Parasının K.ini Koruma Hakkında Kanun’un amacına uygun, kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen bozma sebebi yapılması gerektiği-
İtiraz, alacaklıya tebliğ edilmemiş olsa da, "itirazın kaldırılması" davasının açılması ile "itirazın iptali" davası için öngörülen bir yıllık "hak düşürücü" sürenin başlayacağı-
Zorunlu arabulucuya başvurulmadan açılan itirazın iptali davasının dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalının, davacıdan para aldığını ikrar ettiği, bu ikrarın (bağlantılı bileşik ikrar) bölünebileceğinin kabulü ile ispat yükünün artık davalı üzerinde olduğu ve davalının, kredi kartı ile peşin ödeme karşılığı davacıya mal sattığı yönündeki savunmasını ispatlamasının gerekeceği- Davalının, kredi kartı ile borç almadığına, hiçbir borcu olmadığına dair yemin ettiği ancak davacının "açıkça" yemin deliline dayanmadığı; görevsiz mahkemede yapılan yemine itibar edilemeyeceği-
Mahkemece, asıl ve birleşen davada, dava konusu edilen davacı alacağının miktarının, davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu gözetilerek, yargılama sonunda itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Davalının, istifa bildiriminin kooperatife tebliğ edilmiş olması nedeniyle, artık ortak sıfatının bulunmadığının kabulü gerektiği- Mahkemece, davacı kooperatifin tüm kayıt, defter, belge ve dayanakları ile bilançosu, gelir-gider cetvelleri, yönetim ve denetim kurulu raporlarının öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise ana sözleşme gereğince ilgili ticaret sicil memurluğundan ya da ana sözleşme gereğince Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğünden celp edilerek, davalının istifasının kesinleşmesinden sonra arsasını geri vermediği gözetilerek genel hizmetlerden yararlanmakta ise bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden temerrüt ihtarı gönderilmesi halinde yasal oranda temerrüt faizi ile birlikte sorumlu olduğunun kabulüyle, kooperatif uygulamalarında uzman bilirkişi aracılığıyla takip konusu edilen alacağın kaynağı ve niteliği genel giderlere ait olan kısmı davalının taşınmazdaki 1/2 payına isabet eden varsa genel giderler ve işlemiş faiz tutarıyla ilgili rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Müteselsil kefilin takibe yaptığı itirazın iptali davasında, alacak likit olduğundan, müteselsil kefil aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-